Asma Kilit
Haşlanmış çekirdek ile kavrulmuş çekirdek arasındaki fark gibiydim. Ağustos sonu, ödül töreninde beni kaldırdı. Geç kalmaların, geç gelmelerin, durmaların efendisiyken ben; ağrıyan omuzlarım ve boynum dua etti benim için. Ağrıyan yerim kalbim olmasın da onlar katlanırlarmış. Yük, tempolu bir dinamitken, kendimde patladım.
Aylar geçerken randevu aldım yaşamdan. Psikolojik tedavi görmeliymişim, onu göre göre delirmişim. "Hayat ile, yaşam arasındaki farkın farkını bilmezken sen, ben senden önce delirir miyim?" diyemedim hayata. Öznesi ayrı, gizli öznesi ayrıyken yüklemi ise kaldırımda mendil satanken gözyaşlarıma; kavruk şarkıların balkondan atlayan geçmişi oldum. Bir dönüp, geçemedim. Kaç santim acı çıkarsa o kadar santim turşum kuruldu, tuzlu kahve içmeye gelmediler; istemediler. Güzeldim aslında. Hayat güzel olsundu, yeterdi. O da çelişkili bir yanlışın kararsız delişmeniydi. Güfte, beste ile sözleşti. Ağaçlardan düşen kahredici dalların konmaz kuşu oldum. Uçmayı bilmem. Durup yerinde bekleyen kuş mu olur? Kuş, huşu içinde saat yönünde bir nağmeydi. İlahilerde ve ezanlarda kıymeti bilinen...
Ağustos sonu, ödül töreninde beni kaldırdı. Geç kalmaların, bir türlü olamamaların kategorisinde birinciydi zavallılığım...