Ata'sız Sözler - 2
Bu yazıda, 'Üzümü ye bağını sorma' sözünü irdeleyeceğiz.
Söz konusu söz ile ifade edilmek istenenin, yediğin, içtiğin ya da başka tür kullanımına aldığın her ne ise, o şeyin nereden geldiğini, ne şekilde elde edildiğini sormamanı, araştırma yapmaksızın kabullenmeyi, ardını arkasını karıştırmamayı salık veren bir düşünce olduğu açıktır.
'Kimyasal yemekten kimyamız bozuldu' isimli yazıda da belirttiğimiz üzere, insanlar tembelliğe ve hazıra alıştığından önüne konulan şeyin sağlıklı mı sağlıksız mı, helal mi, haram mı olduğuna bakmaksızın yediği içtiği görülmektedir. Oysa, bilinçli insan yediğini içtiğini kısaca tükettiği her şeyi bilerek tüketir. Bilmek ne demektir şöyle ki, kişinin tükettiği malın içeriğini, üreticisinin ve satıcısının güvenilirliğini sorgulaması, araştırması ve buna göre tüketim yapmasıdır. Hayvan gibi önüne geleni veya konulanı tüketmemesidir. Şuurlu bir yaratık olması hasebiyle aklının ve iradesinin hakkını vermesi gerekmektedir.
'Üzümü ye bağını sorma' anlayışının yerleştiği toplumlarda, sorumsuz ve duyarsız fertlerin çoğaldığı, neticede, hem kendi sağlığına, kendi ruh dünyasına dikkat etmeyen hem de, Yaradan'a şükretmeyen bir nesilden müteşekkil toplumdan da, uzun vadede istikbal (hayır) beklemenin fuzuli olacağı gayet açıktır.
Doğrusu, üzümü de, elmayı armudu da ne ise ye, israf etme ancak, yediğin ve tükettiğin şeyin nereden, ne şekilde üretilerek veya elde edilerek geldiğini araştır öğren için huzurlu bir şekilde tüketimini yap, sözün ifadesinde geçtiği üzere, bağını da bağcısını da sor öğren, hırsızdan mı?, arsızdan mı?, yoksa soysuzdan mı? geldiğini bil ve ona göre durumunu belirle olmalıdır...
Modern toplumların bilinçli bireylerinin asgari şart olarak araştırmacı, sorgulayıcı bir kimliğe sahip olması gerektiği gibi, inanan insanın da inancı gereği bilmediği, güvenmediği herhangi bir ürünü tüketmesinin doğru olmayacağı, bu sebeple öğrenerek, sorarak, soruşturarak tüketimini yapması gerektiği herkesin malumudur.
Hülasa, hem bilim, hem de din; diğer ifade ile hem beyin hem kalb açıklamaya çalıştığımız sözün ifade ettiği anlamı kabullenmediği, aksine insanların adımlarını bile atarken şuur içerisinde önünü görerek hareket etmesini salık verdiği gibi daha ehemmiyetli olan yeme içme gibi zorunlu ihtiyaçlarında dikkat ve özen içerisinde karşılanmasını ve gerçekleştirilmesini elzem görmektedir.
2012.
Bu yazıyı okuyarak, düşünen tüm dostlara teşekkür ederim...ÖF