Ayırıcı Teşhis; Secde
Ayırıcı Teşhis; Secde?
...
Senin dizlerin var, benim de diz(e)lerim...
Ellerin var, benim de e'lerim...
Yüzün yok, benim yok olmak üzere...
Doksandokuz adın var benim iki tane...
Neye göre? Kime göre?
...
Ebegümeçlerini topsahasından yansıyan projektör ışıkları ıslatabilir bugün. Beyaza boyayıp, rakı niyetine... Az mı sarhoş olduk kokusundan!? Ve bu vakit, mutlaka yatsı ezanı okunuyordur. Bir kirpiden vahim titremelere dikilirken ten, yaşam çizgimde sabahtan kalma fesleğen kokusu.
--Derimi ütülemekten vazgeçmelisin ayaz, henüz yaşlanmadım!
Kimin umurunda, çişe beş katsam göbeğim köy yerine döner, uzun ve yaya yolculuklarıma portatif gölgeler icat edebilirim böylece. Ayı, doluna doluna sermek gerek şöyle, kirli maviye... Sırtımda ip izleri. Kare kare...
Babam, çok küçükken hamuruma turşu düşürmüş, kafatasımı buzluğa sokup, halter niyetine geçirmiş bastonuna... Oradan kalma bu baş dönmeleri ve sınırsız menüsü aklımın uğrak tedarik minvalinde.
Çalı şemsiyesini, çatı katımızın lejantına düşürdüğümüzde; parmak arası kutsal terler sıvazlayabilir hırsımızı!
Mutlaka son üç rekatı unutan bir velet vardır, kolon arkasına saklanan.
--Hem nedir ki dua dediğin? Dudak okumalarından başka!?
Bana biraz mum yolla Tanrım. Kibritlerim öksüz kaldı!
Yokoluşun resmi kararı tüm gazetelerde, ister kes kupon yap, ister yırt tuvalet kâğıdı. Boş işler bürosu, boynunu kesen yanılgı...
Bilmelisin ki yağmur, rüzgârı zaptedecek tek eleman. Göllerin suyu tükendi. Tükendi arsızlıkta son nokta.
Otobüslerde şişman hatunlara, buyrun hamilesiniz! Diyerek, çok pis moral bozulur, çok fena satış yaptırılır ucuz permatik jiletlerine!
Annem henüz doğmadan evvel, kordonuma bir san ağacı ufalamış, ondan bu badigardını bıçaklamış sanrılarım. Omuriliğimle öpüşmüş, yapış yapış şimdi öpülesi dudakları! Babamın dudakları, annemin dudakları...
Onun dudakları aslında...
Onun aslında...
Sağmaya, gütmeye gelmedi... İki damlası kalmıştı zaten, sokağa salınmış bir besin kaynağı oldu.
Et oldu
süt oldu!
Gel oldu, git.
Boynuna doladığım ağıdım. İçki masasına meze olmuş erkek çocuklarının pipisi, dadısı, bacısı. Mardine gittim, geleceğim. Hançerimi iyi sakla gözüm! Telkârime bindim, süzüleceğim... Kayalar ve topuğum bir. Hem biri nasılsa kaynatabiliriz, iki derecesinde ömrümüzün, ağ ocağı el pençe, ateşimizde... Ve yaşam...
Yine uzun, hatta yaya yolculuklardan kalma cüzam lekeleri sanılabilecek gölgeler bırakabilir tenimizde..
Hançerimi iyi sakla gözüm!
Bakışlarımı keseceğim, bakışlarımı! Tiz bağıracak gözbebeklerim... T-iz dokunacak, el kemiğindeki suç yüzüne...
--Tuvalimde tiner kokusu varsa eğer, ben mi lekeliyim şimdi, sen mi hatalı!?
Neye göre, yalnızlıkla titrediğine kanaat getiren ellerimin yeteneksizliği! Yakışıksızlığı fırçasına, camı kalite sanana inat... Rengini ıslah eden servetin... Yok, yok... Yıktım ben teşhislerinizi, ezdim geçtim kaburgalarını itham teorilerinin. Kaburgalarının, konforlu bekleme odalarında, üç kapaklı pencerelerin hangisinden bakacağıma karar veremedim bir türlü, bir türlü!
Durdum o piti piti oynadım.
Ortaya durdum,
dize geldim Tanrım. D-izine geldim!
Zaten secde dediğin, dizleri üstünde olmuyor muydu insanın! (...) Sana kıyak geçmeliyim Tanrım bu gece.
Çünkü, bana dizlerinin varlığını ispatladın.
Bir gün...
Bir gün...
Gözlerine bakacağım!
yazılarını takip ediyorum.çok dağınık yazıyorsun yada ben anlamakta güçlük çekiyorum.okuduktan sonra zihnimde kalıcı bir şey bırakmadı.cümlelerin yere basmıyor sanki.sadece yazan anlıyormuş gibi geliyor bana.bilmiyorum sorun bende mi.anlamaya çalışmak için bir kez okumak yetmiyor gibi... yüreğine kalemine sağlık.söylediklerimi olumsuz düşünme eleştiri ama sadece ben bu şekilde düşünüyor olabilirim genelleştirmedim dediklerimi....
Ne demek efendim, yanlış anlayacak ya da eleştirinize bozulacak değilim... Teşekkür ederim... Lakin, dediğiniz gibi anlaşılması zor olmasının sebebi benim... Yani benim kullandığım belirli anahtar ve geçişler vardır, bunu bulabilmek için sanırım evet birkaç kez okumak gerekiyor bazen ya da yaşadıklarımın bir kısmına şahit olabilmek gerekiyor. Sanırım bunlardan en önemlisi, çok fazla anlaşılma derdinde olmayışım :} Tekrar teşekkür ederim Sn. Soylu.
bu yazıyı taktım kafama ilk bakışta beğenmemiştim.dünden beri iki defa daha okudum.sanırım bakış açımı değiştirmem gerek.şu an çok başarılı olduğunu düşünüyorum.şimdi diyeceksin ki dün ne dedin bugün ne diyorsun.anlatayım.öyle taktım ki bu yazıya dün gece bir arkadaşımla senin bu yazını tartıştık.okuduk anlamaya çalıştık.ve bu tartışmada anladım ki senin çok büyük bir hayal gücün var.teşbihte çok mükemmelsin bana göre. beni en çok etkileyen de senin bunu yazarken eğlendiğini düşünmek oldu.yani yazını birilerine sevdirmek zorunda hissetmiyorsun kendini.yorumundan bunu anladım.kendin için kendi egon için yazıyorsun ve çok başarılısın.aldığın zevki tahmin edebiliyorum.bu işin zevkini çıkarmak en mantılısı evet sana katılıyorum. bende yazdığım şeyleri daha çok kendim için yazacağım artık. bana bunu öğrettiğin için teşekkür ederim.yazıma da beklerim seni.tebrikler...
sormadan edemeyeceğim kusura bakma .bu yazıyı yaşayan anlata bilir öyle değil mi? Karamsarlığı en iyi ifade edebilme yeteneğin var ; geliştir derim . Yazı bence mükemmel olmuş Hikayeden neredeyse sinema filmi bile oluşabilir ve ilginç detaylar ve mesajlar var . Eline sağlık...