Aynalardan Utanmak
Ne kadar yol alınabilir ki böyle düşe kalka!. Bir gün hissetmeden kanatlarımı uçuyorum, bir gün sonra sürünüyorum, ,kim suçlusu bu çelişik duygularımın?..
Parlayarak tekrar doğacağını bilsem, ağlar mıyım hiç batan güneşe! İzin vermez kara bulutlar tekrar üstüme parlamasına, alır güneşimin ısısını, parlaklığını, candanlığını. Bir tartıysa bu, ağırlığım tüy kadar şu anda, hiç şansım yok tonlarca yükün karşısında..
Gözdeki her bakışım panik, her söz titrek, öldürse beni akıtarak en acı sözlerini, daha bir huzur bulacağım şu andan. Yok tutacak bir dalım, yıkılmış köprüler, boğuluyorum aptal bir suda. Kurban edildim salak bir inat uğruna. Astılar bacağımdan uçsuz bucaksız dolambaçta. Ne değerim var ki, bir an baş tacı, bir an eli bıçaklı bir serseri. Hoşlanmıyorum bu halimden, gözlerimdeki öfkemden. Utandım aynalara bakmaya, beni bu hale getirenlerin utanması gerekirken..
İsyanlarla dolu aynaya bakışı böylesine güzel kaleme dökmek... İşte igüzel bir deneme örneği. Seni kutluyorum canım.. Sevgiyle
fazla karamsar umarım ruh halin böyle değildir parka ve yürek paramparça olmuş..