Ayrılığın Bedeli

Mahallemizde oturan yedi yaşında bir erkek çocuğu vardı.henüz okula yeni başlamıştı
Bir gün ansızın bir kararla anne ve babalarının boşandıklarını duydum.Çocuğun velayeti annesine verilmişti.Bu duruma alışamayan babası ve babaannesi oldukça üzgündü.Kışları ve yazları olmak üzere hafta sonları babasına geliyordu.Babası ve annesi biraz geç yaşta çocuk sahibi oldukları için,babasının o tek göz bebeğiydi,ona oyunlar oynatırken,peşinden giderken,öylesine mutlu oluyordu ki,ondan ayrılmak hiç istemiyordu.

Günlerden bir gün kapılarının önünden geçiyordum,çocuk iki katlı evlerinin merdiveninde,telefonu kulağına sıkıştırmış telaşlı ve çekimser,az ağlamaklı bir şekilde konuşuyordu,aramızdaki mesafe yakındı çocuk bir gün daha babasıyla kalmak için annesine yalvarıyordu.Annesi sonunda dayanamayıp,onu üzmemek için dileğini kabul etti.Sevinçle yan binaya gelip arkadaşına o gün gitmeyeceğini oyuna devam edebileceklerini söyledi.Daha sonra babasıyla çayıra uçurtma uçurmaya gittiler,mahallede saatlerce bisiklet bindiler.O babasının ciğer paresi,bir tanesiydi. Uslu bir çocuk olmasına rağmen annesinin ve babasının ayrılmasından dolayı arkadaşlarının yanında biraz ezikliğini ve sessizliğini belli ediyordu.Bu durum babasını oldukça endişelendiriyordu.Çocuğunun kafasındaki karışıklığı biraz olsun dağıtmak için babası yavrusunun her istediğini yapıyordu.Her şey tamam da,bir arada olmayan kopuk aile bağının,kopuk sevginin çocuğun üzerindeki etkiyi bir düşünsenize.Ne para,ne oyuncak beraberliklerini geri getiremezdi ki.Her geldiğinde dışarı oynamak için çağırdığı ve en çok sevdiği arkadaşını anne ve babasıyla el ele gördüğünde,iç geçiriyor,boyun büküyordu.Onun diğer arkadaşından ne farkı vardı?O da akıllı ve sevecen uslu bir çocuktu.

Hafta sonu izni bittiğinde, her ayrılık her veda babasına ve oğluna o kadar ağır geliyordu ki,yavrusunu sıkıca saran babasının iri elleri taş kesiliyor,buz gibi sert görünen yüreği ise adeta eriyordu.Arabaya binerken,çocuk babasının kuvvetli ellerini bırakamıyordu.Her şeye rağmen,üzüldüğünü belli etmeyecek kadar metindi ve cesur yüreğini annesine kavuşacağı tesellisiyle yatıştırıyordu ve böylece bu akılla devleşiyordu.Her hafta sonu yaptığı şeyin med_cezir olduğunu öğrenmişti ve bütün ayrılıkların bedelini çocukların ödediği bu toplumda,zamanla yarasının iyileşmesini bekliyordu.

Benim aklım çocuğun annesiyle telefonla konuşurken o masum ve çekingen halinde kaldı.Çözümler üretmeye çalışıyorum kendimce,ama nafile her sevginin sonu hüzünle bitiyor ve sadece en büyük kötülük masum çocuklara oluyor,arada kalıp,kopuk yaşayarak hesapsız ve umarsız nice ayrılıkların bedelini ödüyorlar..

16 Ağustos 2011 2-3 dakika 74 denemesi var.
Yorumlar