Az ama öz
Birine yabancılaşmanın en kötü yolu yanında oturuyor olup asla ulaşamayacağını düşünmektir. Öylesine bunalırsın ki evrim o anda yön değiştirir kafanda, büyümekten sıkılır bir an önce çocuk olsam diye geçirirsin içinden. Keşke çocuk olsam, keşke hatırlamasam, keşke tanımasam, keşke ... keşke ...
Zaman hala aleyhine ve inadına akmaktadır. İçinde git gide artan göğüs kafesini parçalarcasına dışarıya çıkmaya çalışan beyninin en ücra köşelerini bir parazit gibi kemiren sıkıntın dakikalarla beslenmektedir. Öyle bir zaman gelir ki yarın için endişe duymaya başlarsın. Kaybetmenin verdiği korkuyla.. Aslında henüz sahip değilsin fakat bu öyle güçlü bir duygudur ki bulunduğun anı unutursun ve dakikalar halen akmaktadır. Dolayısıyla kayıplarında artmakta... Ne bugünü nede yarını yaşamayı unutursun. Zaman geçtikçe kaybettiklerinde gelir aklına öyle kötüdür o zamanlar, aklına gelmekle kalmaz sıkıntılarınada eklenmeyi ihmal etmez. Düşündüğünü düşündüğünü düşündüğün zamanlar bu zamanlarda başlar kendini kısır bir döngü içine sokarsın. Zaman hala ilerlemekte ancak sen kendini tekrarlamakla meşgulsün.
İmla kuralları geçerli olmamaya başlar belli bir müddet sonra düşüncelerinde. İlk önce virgülü kaybedersin zihninde, herşey birbirine girer. Ardından noktayı ki bu dahada zorlaştırır işleri, birbirine karışmış kafanı allak bullak eden düşüncelerin bu kayıpla birlikte uzayıp gider. Sonlandıramassın... Daha sonra ünlem gelir bu kayıplar içinde; beraberinde duygularında götürür. Vurgular ölmüştür artık. Çaresizliğin sınırlarını zorluyorsun elinde binlerce soru işareti cevap bekliyor görüyorsun ki ikinoktayı çoktan kaybetmişsin. Açıklama yapamıyorsun. Kendinden nefret ettiğin bir anda elinde tırnak işaretininde olduğunu görüyorsun, içinde "başkalarının düşünceleri" ...
Şu anki sen , sen değilsin. Kendi içinde onu yaşıyorsun.
Kafanda birden bir aydınlık hissediyorsun. Çünkü çıkmaza geldin. Herşeyin sebebi olan ufak noktayı buldun. Bun andan sonra senin o değilde onun zaman olmasını sağlamalısın. Kendini sevdirmeye çalışma, kendini sevilmeye bırak. Bu biraz daha makul bir istek olacak çünkü. Yani düşünsene bir kez! sen istediğin zaman sana aşık olamaması, sana aşık olmadığı yada olmayacağı anlamına gelmez değil mi? İnsan kimyası farklıdır neticede. Aynı anda aynı şeyi istemek karşındakine haksızlık etmek değil midir? İç çekişmelerinizin nedeni, yazılarınızın ilhamıdır belki. Ancak olması gerektiği gibi olmalıdır. İstediğimizin çok, ihtiyacımızın az olduğunu bilmemiz yeterli.
Doğrusuda bu değil midir ?
Duygu karmaşasını,"yaşarken anlatabilme" yetisi çok az insana verilmiştir diye düşünüyorum . bunlardan bitanesi de sensin sanırım tebrikler. Hani şu imla kurallarının geçerliliğini yitirdiği parağraf... Kesinlikle çok zekice.
çok beğendim çok...
çok güzel bir yazı.harika olmuşşşş
muhteşem bişey olmuş bu ya:Dtebrikler👍
tebrikler 👍