Babama
Babamı hiç ölmeyecek sanırdım. Ne kadar beli bükülmüş yaşı kemale ermiş olsada, benim gözümde hala bir kahraman ve bir ağır abi portesi belirirdi.
Babamdan uzakta yaşıyordum. İşim gereği sadece senede bir ay görüşme imkanımız oluyordu. Sohbeti nasihatları her zaman kalp okşayıcı şekildeydi. Samimî içten gülen güzel bir adamdı babam. Seksen beş yaşında olmasına rağmen hala kitap okur , zihnini diri tutmaya gayret ederdi. Altmış yıl önceki olayları sanki bugün yaşıyormuşçasına heyecanlı biçimde bizlere aksettirirdi. Hem çağdaş bir Cumhuriyetçi bir o kadar da itikat sahibi bir insandı. Elinde bastonuyla bir köşede oturmak yerine küçük bahçesinde uğraşır ve eski model arabasının bakımını muntazam şekilde yapardı. Sanattan spora , siyasetten edebiyata birçok konuda fikir ve öngörü sahibiydi. Günleri bu şekilde geçerdi babamın. Ta ki 19 Aralık 2021 gecesine kadar. Ani bir kalp krizi ve bir günlük yoğun bakım mücadelesi derken 20 Aralık 2021 akşamı dünyadan el ayak çekti babam. Onu son kez tabutunda görüşüm ve toprağa ellerimle koyuşum ömrümün dönüm noktası oldu diyebilirim. Evet babamı kaybetmiştim. Dönüşü olmayan o mutlak gerçekle bende otuz yedi yaşında yüz yüze gelmiştim maalesef. Artık babamsızdım, kulağımda çınlayan sesi ve bıraktığı onlarca anı kalmıştı sadece.
Hangi yaş aralığında kaybedersek kaybedelim, bir babayı kaybetmek çok ağır bir imtihanmış. Bir yerlerden beni duyduğunu hissediyorum baba. En azından umut bunu gerektirir. Seni hep sevdim. Bundan sonrada hep seveceğim. Yaşattığın her şey için çok teşekkür ederim.
Şahin Bey öncelikle başınız sağ olsun. Yaş kaç olursa olsun bir babadan yoksun kalmak inanın zordur ve bunu yaşamadan da kimse anlamaz. Rabbim kabirlerinden yardımcıları olsun inşALLAH. Güzel bir yazıydı, hepimizin ders alması gereken. Güzel emeğinize sağlık...
Yitirilmişliğin acısı ne büyük iz bırakır içimizde elimizde kalan anılar en değerlilerimizi unutturmaz ömür tükenene kadar