Balık avı
BALIK AVI_Evet tatil başlıyalı epey olmuştu ,hatta harmanların ortası sayılır zaman.Ben ilk okulu yeni bitirmiştim.Köyde yaşamanın en güzel ,en heyecanlı tarafı ,yaz aylarında balık avına katılmaktı.Büyükler birlikte dereye girerler ve beraberce ve çok keyifle balık tutup paylaşırlardı.
Yıl sanırım 1967 yazı.Dere,Koca Dere sakin ve tertemiz akardı.Babaannem hiç çeşmeden su içemezdi .alışmış ya her sabah, gün doğumu saatlerinde ,köyün sırtmacı dereye ulaşmadan testisini doldururdu köprü ayağından.Berrak temiz akardı.Ben ve arkadaşlarım her girdiğimizde dereye ,içerdik susadıkça ve sefalarımız...Aman Allahım,ne unutulmaz ne keyifli olurdu ,hala hatırlarım.İşte bu yaz tatilinde Babam ve köyden on kişi kadar orta yaşlı ve genç girdiler öğle üzeri dereye.Tabi birde ben varım ,oniki yaşımda .Boynumda bağlı balıkçıların sigaraları var ve ara sıra akan derenin yukarısından suyu bulundırıyorum gerektiğinde.Bazen oturarak avlıyanların omuzlarına yükleniyorum su onları kaldırmasın diye.önemliyim yani...
Köy altından girdik dereye.Öyle heyecanlıyımki ben her haraketi izliyorum.Sepeti İbrahim Dayı (Ak) taşıyo.Bazen yaşmaklarda sertme geriliyor ,kenarlarına basıyorum ,yani çok işim var .Ama yıllar geçti hiç o heyecanı bir daha yaşamadım.İrili ufaklı akbalık,ibrane ve sarı balıklar tutulmıya başlandı bile,sertmeden de birkaç balık çıkıyordu.Kerpiçliğe vardık sigara molası verildi.Derviş dayı,babam,Kasabın Nuri(sertmeci),İnegöllü Erol abi,Bayramın Ali,Kürt Hasan ,Fettahların İbram ...bu kişileri kesin hatırlıyorum o günkü avdan.Çoğu bugün hayatta değiller ,rahmetle anıyorum herbirini.Boynumdan çözdüler mendili ve açıldı sigara paketleri,birinci,üçüncü,bafra...sıcak kumlara uzanıp hem ısındılar hem tüttürdüler cigaralarını.ben bu arda sepette tutulmuş balıkları seyrediyorum.üzerini söğüt şimalları ile kapatıyorum.
Tekrar girdik suya ,önümüzde Danacıların Bahçesi var.onun orta yerinde bir derinlik oluşmuş orada epey oyalanıldı ama sertme gerilmiyo ,su çok derin yinede birkaç iri balık tutuldu oradan .Sonra yeni köprü,eski köprü dipleri arandı.Üç beş derken epey tutulmuştu balık ama çok iri balık tutamamıştık henüz.Aşağıda sağda Koca Mehmet'in yer ve Karakol altındandan iyi balık aldık sepet yarı olmuştu ve tahta köprü başında mola verdik, yeniden cigaralar açıldı.Orada Nuri Dayı ile Erol abi güreş tutmuşlardı kumda....
Tahta köprü kalburt deresi ile bizim derenin birleştiği yerde idi .iki derenin iki ayrı tahtadan köprüsü vardı.Kalburt deresinde öyle kolayca balık tutmak mümkün değildi zira dibi çakıl olurdu,yaçmak oluşmazdı ve suyu daha soğuktu.Biz kendi deremizin tahta köprüsünün dibine girdik tekrar.dipte koca taşlar vardıve kalın kütükler...köprü ayağı işte sağlam yani.bu rada işimiz uzun sürecekti belliki.sertme gerildi ben suyu bulandırdım.ve sonra kıyıdan sertmeye basmam istendi.Bazen ayağıma hızla çarpan balıklardan ürktüğüm oluyordu ..Büyüktü buradan çıkanlar,dipte oyuklar oluşmuş .Babamlar kollarıyla erişemiyorlardı.bazı kişilerin suya dalıp çıkışlarını merakla beklerdim ...hızla çıktıklarında nefeslerinin tükenmekte olduğunu hissederdik.ama avuçlarında mutlaka büyük bir balık olurdu.Öyle çıplak elle balık tutabilmek maharetti.Çok zevkliydi arkada Kürt Hasan oturmuştu kuma.ağırdı o ve boylu posluydu dipten kaçanları o yakalardı,ondan kaçanlar sertmeye takılırdı.Bu yerden hep sazan çıkardı .Sazan biraz kambur ,sırt yüzgeci kuyruğuna kadar uzanmış etli bir balıktı.Babam burada çok büyük diyebileceğim bir sazan tutmuştu ve birkişide yardım etti çıkarırken kıyıya.kaçırmamak için.belliki bu köprü ayağında çok balık vardı ve uzanarak didlere iyice dağıtılmaya tutulmıya uğraşıldı...çok heyecan vericiydi,kaçan balıklar ayaklarıma vuruyordu suyun içinde ve ben yılan sanarak ürküyordum .Çünkü sık sık kıyılardan su yıllanları gözükürdü.sertme zorlanıyordu,iri balıklar zorluyordu sertme torbalarını. Tam o sırada yani kapatacakken sertmeyi tamamen suyun içinde kayboldum .Kaydım düştüm kıyıdan derine.Sigaralar aah sigaralar ıslanmıştı ,zaten kısaydı boyum,boynumda bağlıydı, mendil ve sigaralar .çıktık ,kapattık sertmeyi.Çok balık vardı ağırdı yavaş yavaş kıyıya sürüdüler kaldırmadan .Doluydu torbaları iri sazanlarla.Çoştu millet ,bağırmalar naralar ,bitmişti av herkese yeterdi.Ama önce sigaraları güneşe serediler kurusun diye.Sonra balıklar onbire taksim edildi.ben gittim ileriye döndüm arkamı...İbrahim Dayı sordu.
_Bu kimin?
Söyledim.
-Bu kimin ?
Söyledim ...ve sazan o iri sazan babama düşmüştü.sevindim hemde çok sevinmiştim.
Herkes söğütten yultarlar yaptılar.dizdiler balıklarını.sigaralarda kurumuş ama kirli sarı renge boyanmışçaydı.Düştük köyün yoluna evlere .yorgun ,ıslak ama mutlu herkes mutlu yürüdük keyifle hemde çok keyifle ..köyde şimdi arkadaşlarıma anlatacak ne çok şeylerim vardı .bu günün ardından...
Bu yerler bu yaz barajın suları altında kaybolup gidecek..Nasıl bu günü yaşatanların gittiği,göçtükleri gibi.Ama anılar kalmalı bence ,özledikçe genlerimiz gibi.
-
Halil ibrahim uysal.