Bana Biraz Gökyüzü Eder misin
Yanımdan geçen bir karıncanın azık çantasına ilişiyor gözlerimin buğulu yağmur caddeleri. Saçımdan dökülen şemsiye bükücülerini yüzümden çekemiyorum. GÖREMİYORUM AZIK ÇANTALARINDA BENDE VAR MIYIMLARI!
Düşüncelerimi Martha’ya postallarla yolcu etmeseydim keşke’lerim kovalıyor. Askıda beklettiğim kalbimi. Usulca kaderin dudaklarına selam verip, bana biraz gökyüzü eder misin?! diyorum. Şaşkın şaşkın yağmur caddesinden kaçan gamzelerimin içine oturan bana bakıp; Alla alla ne tuhaf bir çocuksun diyor. Ona cebimden çıkaracağım eski ve sihirli daktilo ile yazılı cevap vereceğimi sanıyor ama cevap vermiyorum. İşte tamirsiz daktilo gibiyim.
İşte içimde güneşi açıp tan görümlüğü kahvaltısına oturuyorum.
Kaderin ağzı şaşkın
Benimse hep kalbim şaşkın
Tanrı’ma
Senin oralardan bana; Az bi ateş, toprak, su, hava
birazda piyona kumsallarından
çiçekli kuşlarından
ve okyanus giysili balıklardan verir misin?! Diyorum
Bekledim bekledim bekledim. Tanrımdan uzunca süre cevap gelmedi. SANIRIM NİNNİ SÖYLÜYORDUR GÖĞE YÜKSELMİŞ ANNESİZ ÇOCUKLARA diye düşünüyorum. Hmmm derken baktım ki Kader’in ayağına basıvermişim. Hemen cebimdeki tamirsiz daktiloyu çıkarıp; Boğazımdan geçmiyor babasız yemeklerim. Bana biraz gökyüzü eder misin?! diyorum
Banaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
Birazzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz
Gökyüzüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüü
Eder misinnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn?!
July 18, 2024Ben*Martha*Kader
https://youtu.be/BgkuHYpvgDU🍃