Basamak
-Bir piyasa vardı,
bir iş,
bir aş..
-Yoksulduk, basamaklar yapardık babamla atölyede,tahtadan demirden..
Merdivenler yapardık, insanlar alırdı.. İnsanlar kullanırdı..
İşlerin iyi olduğu zamanlar iş çıkışlarında elektrik idaresine giderdik
dolmuşla, açtırırdık kesilen elektrikleri.. Bazen o kadar çok sipariş olurdu ve o kadar iyi kazanırdık ki, bakkaldan ekmek dahi alırdık.. Bir kaç ay dişimizi sıkıp birikim yapardık bazen. Parayı denkleştirip, içecek birşeyler bile alabilirdik hatta, o derece...
Sonra insanlar geldi hayatlara,
işlerimiz durdu..
Basamağı yapıcak sermayeyi bulamadık bir gün,
ağaçta kalmıştı ufak çocuk..
Eğilmiştik birer birer, üzerimize çıkmışlardı.
Kurtulmuştu çocuk..
Sonraları hiç ekmek yiyemedik,içecek birşey bulamadık,karanlığa alıştık..
Sipariş yoktu,
herkes alışmıştı insanları secdeye yatırmaya,
ve üzerlerine çıkmaya,basamak yerine kullanmaya...
Düzen bozuktu,
Ve biz açtık,
Bizleri ezerek geçebilirdi insanlar, üzerimize çıkabilirdi...
Uygun bir ücret veya karın tokluğuna,
İstedikleri zaman basamak olurduk..
Ve sürekli eğilip kalkmaktandı boynumuzu eğmemiz...
Yoksa,
senin verdiğin utanç,
ne ki ?