Başarıda Yan Aktörler ve Asıl Oyuncu
İnsan daima değişim içerisindedir. İçerisinde bulunduğu süreçte değişimin kaderi üzerinde rol oynayan farklı unsurlar da vardır elbet. Bunları şans, rastlantı, yakın çevre ve uzak çevre, aile vs. diye daha da çoğaltabiliriz. Bu etkileşim içerisinde bulunduğumuz etmenlere biz yan aktörler diyoruz.
Kişiler inancı doğrultusunda yan aktörlerin hayatında rolünü derecelendirir. Hayatlarında şansın büyük rol oynadığını düşünenler yaşadıkları olumlu olumsuz durumlar da ciddi düzeyde şansın rol oynadığını düşünürler. Oysa başarılı insanların bulundukları noktaya gelinceye kadar gerçekleştirdikleri uğraş ve çabayı gözlemleyip incelediğimizde; bu kişilerin başarılarını şans veya rastlantıyla açıklamak basit bir yaklaşımdan ibaret kalır ya da konunun yüzeysel değerlendirildiğine işaret eder.
Uzaktan baktığımızda şans veya rastlantı gibi görünse de elde edilmiş birçok alandaki başarının arkasında, kişilerin çabası, özverisi ve karşılaşılan problemleri çözme becerileri, bu becerileri kullanmadaki yaratıcılıkları yatmaktadır.
Uzun seneler başarılı öğrencilerin bulunduğu daha doğrusu giriş hakkı kazandıkları ve başarılı olmak için performanslarını en üst düzeyde gösterme çaba ve gayreti içinde oldukları okullarda danışmanlık yaptım ve halen de yapmaktayım. Gördüm ki başarıya ulaşan ve arzu edilen fakülteleri kazanan öğrenciler daima düzenli çalışanlar ve ödün verenler oluyor.
Unutmayın ki istediğiniz nokta uzaksa saniyelerle yarışmanız gerekir, öyleyse koşmanız da gerekir. Asla küçük adımlarla oraya zamanında ulaşamazsınız. Zira siz gidinceye kadar boşluğu dolduran bir koşucu olacaktır ve siz dışta kalırsınız.
Yiyeceğiniz lokma büyükse onu çok iyi çiğnemeyi bilmelisiniz. İster parçalayıp çiğneyin, ister hepsini ağzınıza tıkın ama asla iyice çiğnemeden yutmaya kalkmayın zira yemek borusunda takılır kalır, boğulursunuz ya da mide hazımsızlığı çeker sonraki saatlerinizi hastanede geçirirsiniz. Bilgiyi almak, özümsemek ve gereken yerde gerektiği gibi transfer etmekte çiğneme davranışına benzer. Uygun uğraş ve zaman gerektirir.
İnsan olarak yaşamımızın devamını en kaliteli düzeyde sağlamak istemekteyiz. Hal böyle olunca da daha iyisine ulaşmak adına hayatımızın her alanında değişik sınavlardan geçiyoruz. Bu sınavlara ne kadar hazırlıklıysak o kadar kolay atlatıyoruz ve sonuç lehimize çevrilmiş oluyor. Herhangi bir hazırlığımız yoksa konuya yeterince aşina değilsek, olay anı ve sonrası bizi mutsuzluk bekliyor.
Öğrencilerin en korkulu rüyası sınavları başaramamaktır. Sınavlara hazırlanmanın, programlı ve ciddi bir çalışma ile yapılabileceği konusunda sanırım çoğumuz hemfikiriz. Zira bilgi gökten zembille zihninize inmiyor ancak siz çaba ve gayretinizle bilgiyi öğreniyorsunuz. Doğru bilgiyi almak ve doğru yönde hazırlık yapmak çalışma sürecinde çok önemli...
Bu duruma kendi kendinize adapte olamıyorsanız, size doğru rehberlik yapacak birinin önderliği gerekecektir.
Rehberiniz sizin gireceğiniz sınavı iyi tanıyor ve size de doğru atışlar yaptıracak bir programcıysa çok iyi yönlendirecektir. Zira sınava hazırlıkta ki başarısızlıklarınız nasıl öğreneceğinizi ve bilinçli olarak hazırlanma sürecinizi nasıl planlayabileceğinizi bilememenizden kaynaklanır. Öyleyse başarıda önceliğimizi; kısa vadede ve uzun vadede yapılacak planlamaya devamında da uygun ortamda uygun stille ve gerektiği kadar zamanda çalışmaya ayırmalıyız. Songül A. Yılmaz