Bebek Çığlığı
Bir bebek neden dünyaya geldiği ilk an neden ağlar bilir misiniz?
Çünkü daha o andan itibaren bilir dünya da yaşayacağı acıları ve üzüntüleri.
Bilir çekeceği ızdırapları.
Kaybedeceği sevdiklerini ve seviyor zannettiği iki yüzlü insanların kimler olacığını hatırlar ve bilir.
Genç yaşındayken yaşayacağı ilk aşk acısını ve daha yürümeyi yeni öğrenirken düşüp dizini acıtacağını da bilir.
Bu yüzden daha ilk andan itibaren içindeki o büyük acının temsilini gözyaşları ile akıtır çığlığı ile haykırır. Ama kimse onu anlamaz ve duyamaz.
Öyle acılı öyle mağdur bakar ki dünyanın karanlık yüzüne bu yüzden gözlerinde sadece bir siyah perde vardır gözleri bu perde ile örtülü kulakları ise kendi çığlığı ile dolu olur. Ama bir kaç dakika sonra anne kucağına geldiğinde ise onun kokusu burnuna siner ve çığlığı kesilir gözyaşı ise diner. Çünkü hayatı boyunca tanıyacağı en cesur ve en şefkatli insan ile tanışır.
O an anlar hayatı boyunca kendisiyle birlikte ağlayacak, gülecek ve dünyanın her yüzünü kendisiyle birlikte görecek kişinin o olduğunu. Ve yüzünde bir tebessüm belirir.
Öyle bi gülümser ki annesine, şefkatten aldığı ışığın yansımasını tekrar annesine yansıtarak güven duygusunu belirtir.
İşte bir çocuk dünyaya ilk geldiği an hem üzüntüyle hem de sevinçle karşılaşır.
Zamanla hatırladığı acıları unutur, kaderini akışına göre yaşar; çünkü hayatında bir savaşçı bir komutan edasıyla yanında bulunan annesinden aldığı güçle bu talihsizlikleri ve olumsuzlukları atlatacağını bilir..
Çığlığımız doğduğumuz an ile sınırlı kalabilseydi ya da kıymet bilmemiz gerekenlere sevgimizi onları kaybetmeden dile getirebilseydik...