Bellek
Bellek kavramı bilgisayar donanımıyla yaşamımıza girmeden önce sanırım sadece eğitim psikologlarının kullandığı, sözlüklerin mahzun sözcüklerinden biriydi. Sonra ne olduğunu tam olarak anlayamadığımız RAM ve REM sözcükleriyle anılınca birden popüler oldu. Magazincilerin yeni bitme şarkıcılara yürü ya garibim demesi gibi.
Bellek, kısa süreli bellek, uzun süreli bellek, olmayan bellek, silinen bellek, resetlenmiş bellek. Yaşamımıza cukka oturdular. Yeşilçam filmlerinden bir hafıza yitirimini anımsarsanız hem bu kış gününde sizi hem de mevzuyu sıcak tutacaktır.
Aşkın belleği var mıdır? Sevda mesaisinden tekaüt olmuşsanız bu sual size ineklerde mantık var mıdır? suali meşhurunu anımsatacaktır ki durum berkemal, normalsınız,ayarlarla oynamayınız.
Ne gezer, nerdeee,yok, hayır,kesinlikle yoktur nevinden bir cevapla heyecana gelmişseniz ve midenize yumruk yemiş durumuna girmişseniz; vefasız bir afat tarafından terk edilip, sönme ameliyesine tutulmuş bir birey olarak (Yasal Uyarı) bu yazıyı okumak ruh ve beden sağlığınız açısından sizi olumsuz etkileyebilir.
Tabi ki vardır gibi ukela ve malumatfüruş bir yanıtınız varsa ve kendinizden eminseniz siz ayrılığın acısını hiç yaşamamış biri olarak bu satırların yazarıyla farklı frekanslardasınız ve tanışsaydınız kesinlikle sizden hoşlanmayacaktı.
Bana ne ya! diye abes bir yanıtınız varsa buraya kadar niye okudun kardeşim. Abesle iştigal ediyorsun. Bana baaaaak sen git televizyonda izle, arabesk dinle kardeşim.
Bilmem hiç düşünmedim gibi mütevazi bir yanıtınız varsa efendim isabet buyurdunuz efenim, lütfen okumaya devam ediniz bu naçizane satırların yazarı sizi arıyordu.
Aşkın belleği var mıdır? Efendim tabii olarak ve tabi ki yoktur.(Burada ünlem işaretleri uzar.)
insanoğlu denen garip varlık sadece anı yaşar.Dün ve yarın yoktur. Biri olmamıştır diğeri olmayacaktır.Dün tarihçiler için yarın para delileri için icat edilmiştir. insanoğlu acıları, özlemleri ve ağrılarıyla dünü istendik bir unutmaya mahkum eder.
Aşkın belleği olsa sigara ateşiyle bileğe kazınan yar unutulur muydu? Delicesine çarpan yürek, heyecandan kuruyan ağız, iple çekilen vuslat anı, yüreği kanatan ağlamalar unutulur muydu hiç... Unutmak kavramının kendisi olur muydu?
Aşkın belleği yoktur efendim.Hem atalar beyhude Hafıza-i beşer nisyanla maluldür derler miydi?