Ben Senin Geçliğini de Bilirim

Ben Senin Geçliğini de Bilirim

Yaşı ortaları geçmiş olanların ve hatta gençliğinin başında olanların, belki de daha küçük yaşta olanların bile, alışkın olduğu ve ülke olarak hiç yabancılık çekmediğimiz konuların başında ekonomik krizler gelir.

Notre Dame’in kamburu konusunu bilirsiniz, Victor Hugo Fransa İmparatorluğunun karanlık yönlerinden kesitler sunar, okumamış olana tavsiye ederim.

Konumuz bu değil ama ülke tarihine bakınca, ben de biraz ekonomi konularını araştırarak, Türkiye kamburu yazayım demiyorsam, eşek olayım!

Gerçi kimse para ödeyip almaz ama en azından bir arzumu gerçekleştirmiş olurum!

Ülkelerin ekonomik krizlerinden, en çok, zaten durumu iyi olmayanlar etkilenir, çok küçük bir kısım büyüklerde etkilenebilir ama bu sanırım, pastaya parmak ucuyla bir dalıp çıkmak kadar etki gösterir onlar üzerinde.

Oysa diğer kısımda, sofrada ne varsa siler süpürür, bir dinozor gibidir bu krizler.

Tabi burada en çok geleceğimiz diye bahsedilen çocuklar etkilenir bu tür krizlerden! Oysa geleceğimiz denilen bir kesimin, sosyolojik, psikolojik ve ekonomik olarak rahat büyümeleri, gelişmeleri gerekmez mi?

Demem o ki, ülkeler krizleri ne kadar iyi yönetebiliyor? Yetişkin vatandaştan geçtik artık, geleceğine ne kadar yatırım yapabiliyor ve onları korumaya çalışıyor?

Bu ülkede koca bir hiç!

Dün bir video izledim, Harran ovasından bir çiftçi hükümete veryansın ediyor ve yanında bebesi babasını izliyor, perişan durumda bir baba, ondan daha perişan durumda bir bebe!
Elleri kir pas içinde ayağında ayakkabısı yok, üstünde eski bir tişört belli ki bir önceki bebeden kalmalarla hayatını yaşamaya çalışıyor, içim burkuldu!

Diğer yandan, esnafa bakıyorsun her birinde ayrı dertler, durmadan artan kira bedelleri, ha bire tepesine binen vergi sistemleri, emeklisi, işçisi, ev hanımı, kayını, kayın validesi, komşusu, eltisi yedisinden yetmişi, mutsuz bir kesim yaşıyor ülkede ve bunların tümü ülkenin geleceklerini yetiştirmeye çalışıyorlar!

Corona falan filan tamam da kardeşim, daha öncesi de aynı değil miydi?

Hoca Nasrettin’in bir hikâyesi geldi aklıma, tarladan dönerken dereden hem eşeği sulayayım, hem kendim su içeyim diye durur sularını içerler, hoca ani bir hareketle eşeğe atlayıp binmeyi dener, güm diye düşer yere!

Hoca, toz toprak içinde tabi, üstünü başını silkelerken bir yandan da söylenir, ahhh hoca “sen gençliğinde böyle miydin” diye, kaldırır kafasını, sağına soluna bakar, dağın başı tabi, kimse yok “ehh hoca, ben senin gençliğini de bilirim, sen her zaman böyleydin” der!

Yani Corona’dan önce de böyleydi, ortalık toz dumandı! Şimdi de toz duman!

Üç beş kamu spotunda tuzu kuru esnafı oynatarak, sakal koyup saf değiştiren üç beş soytarıya, tonlarca ödeme yaparak, reklam filmi çevirerek, ülkenin kötü giden ekonomisini tam tersine çevirebilmek mümkün müdür?

Bunlar bana yetmez, bana uzun metrajlı filmler çevirmelisiniz, mesela, iki saatlik ve hatta daha da uzun olabilir.

Ama dilerseniz siz hiç zahmet etmeyin, yönetmen, oyuncu, ışıkçı gibi detaylarla ve büyük bir bütçeyle uğraşmayın ben sizlere direk bu işi bedavadan yapabilirim!

Gelin yanıma, alalım elimize basit bir kamera, sokağın başından başlayalım çekimlere, görelim bakalım, cidden ülkede yaşanan ekonomik sıkıntılar kamu spotlarında ki kadar kolay atlatılıyor mu, atlatılamıyor mu?

Kimse kimseyi kandırmasın, ülke tarihi boyunca hiçbir krizi bu güne kadar atlatamadı ve atlatamıyor, nereden mi biliyorum?

Kendimden!
Çiftçiden!
Emekliden!
İşçiden!
Çoluktan, çocuktan!
Yokluk içinde kıvrananlardan! 

13 Temmuz 2020 3-4 dakika 95 denemesi var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (7)
  • Öyle demeyin Muhammed Bey. Her yer toz pembe, dağılacak şimdi bulutlar.

  • 4 yıl önce

    Haklı ve yerinde tespitler ile yaşananlara güzele parmak basmış Muhammed Kardeşim. Altmış yaşına merdiven dayadım, Demirel'i de Eceviti de Yılmazı da Çilleri de gördük yaşadık. Hiç bir zaman bu ülke de orta direk mutlu olamadı, bundan sonrada zor görünüyor... Bazı şeylerin kökten değişmesi lazım artık bu memlekette, ama o da ne zaman olur meçhul... Japon ile Almanın emeklisi her sene üç dört değişik ülke gezer bizim emekli memleketine gidemez velhasılı, durum budur... Kutluyorum içtenlikle kardeşimi...

  • 4 yıl önce

    Orta okuldaydık devrin başbakanı ekonomi iyi değil kemer sıkacağız dedi kemeri o günden beri kaç kez doladık belimize bilmiyorum ve de kaç kez daha dolayacağız belli değil Kutlarım Sayın Ozan

  • 4 yıl önce

    Ülkede bir şeyler şahlanmış gidiyormuş....ulkede bir şeyler büyüyormuş.... Ama nedense o birilerinin söyledikleri şeylerle bizim yaşadığımız şeyler aynı şey değil.. Büyüyen ve şahlanan bir şeyler olduğu kesin ama ..... Kaleminize sağlık.