Ben Umut
Gökyüzü yer yer beyaz, çoğunlukla da maviydi. Arzı kürede yaşayanlar ise mavi ve beyazın umut ışığı saçtığı bu bütünleşmeden nasibini almamışlar, karamsarlık üzerlerine siyah bulut gibi çökmüştü. Her eve girilmese de, yaşananlar az çok tahmin ediliyordu. Sıkıntı had safhadaydı ve sarmal sarmal sarmaktaydı her geçen gün. Belki bunlar geçici gibi görülebilirdi oysa en güvenilen dal yani umut yitirilmişti. Her şey için belki çare vardı amma kırılmaya görsün umut ve kırıldı da, artık ülkemizde baharın geleceğine inanılmıyor, dünyanın üzerinde belki güneş eskisini daha da güçlü şekilde gösterecek, iklim değişecek, ağaçlar çiçek ve meyve verecek. Kırlarda kelebekler ,böcekler uçuşacak. Bunların çoğunu insan görmeyecek, duyumsamayacak bile, bütün bunlar şekilden ibaret oluşacak. Duygular kaybolacak, empati semtimize hiç uğramayıp, alçakgönüllük erdem olmaktan çıkacak ve erdemin yerini hoşgörü almayacak, sevgisizlik çölüne hep beraber sürükleneceğiz. Umutlar kayboldu mu zaten duyarsızlık tahta oturur ve kuşaklar boyu tacını terketmez. Gidişimiz hiç kimse aksini inkar etmesin aynen bu şekilde dostlar. Çevrenizi bir gözleyin hak vereceksiniz. Kendi içimizde yanan bir volkana dönüşüyoruz ve bulaşıcı hastalık gibi her ruhu sarmakta...
Yıldızlardan arzı küreye baktığımızda deryada bir kum tanesiyiz ama kendimizi dünyanın merkezi gibi görmekteyiz. Her değeri çabucak eskitiyoruz. Görünmez bağlarla bizi birbirini bağlayan değerler bağı halkası gittikçe zayıflamakta, sadece kendimizi düşünmekteyiz, bencillik, üç kağıtçılık, yalan pazarda en fazla alıcısı bulunan, samimiyet, dostluk, dürüstlük yüzüne bile bakılmayan değerler.
Zaman; kimilerinin düşüncesizce, barbar diye nitelediği ve değişmekle suçladığı oysa zaman kendisine isnad edilen suçlardan haberi olmayan bir kavram. Ne değişen zamandı ne de barbar olan. Zamanı barbar yapan insanlardı ve değişen de onlardı. Özellğimzi buydu Hz Adem'den bu yana suçlamak ve bize de yakışmıyordu doğrusu...
Her şeyi değiştiren bizdik; evimizi, arabamızı, eşyalarımızı, eşimizi ve zamanı da ama hiç suçu kendi üzerimize almadık. Kendi evimizin önündeki çöpü temizlemeden komşumuzun çöpü gözümüze battı...
Mezar taşına giren her beden, göğe uçan her ruhun olduğunu düşünüp ummadığımız anda sıranında bize geleceğini hesaplayarak atmalıyız adımlarımızı. Hemen bu günden beyaz sayfalar açmalıyız, karalanmışları kopartarak ve çizikler atarken beyaz sayfalar üzerine, sevgi ile örmeliyiz ağlarımızı, sevgisizliğe inat...Bulutlar, yağmurla beraber insanlık yağdırsın gökyüzünden ve her doğan bebeğin adı umut olsun karamsarlığa inat...