Bence Ağlamalıyız Kadınların Haline

Kadının şiddet gördüğü,haklarının istismar edildiği bu dünyada kutlanacak bir şey olabilir mi?Neden kadınlar gününü kutluyoruz o halde.Bence ağlamalıyız onların bu haline.

Doğudan batıya bir çok şiddet örnekleriyle karşı karşıyayız.Sokaktaki kadından tutun da,evdeki tartışmadan öfkelenip kızışan kocanın karısını öldürmesine kadar ilerleyen bu toplumsal yaranın tam da göbeğindeyiz.Peki sabrımızı taşma noktasına getiren bu çaresizlik karşısında ne yapmalıyız.Yeryüzünün kanunlarına göre Tanrı erkeği dişiden üstün yaratmıştır,ama bana göre sadece adale yönünden.Zeka yönünden artık kadında erkekle eş değerdedir.Lakin nedense bunu bazı erkekler kabul edip,içine sindiremiyor,çünkü onlara göre erkeklerin bir üstünlük yasası vardır.

Nedir bu yasalar peki.

Erkek kadından üstündür.(adale olarak)
Arslan gibi kükreyip,şimşek gibi çakabilir.
Gerektiğinde,(öfkesine yenildiğinde)yumruğunu kullanabilir.
Tarlada tırpan atarken,ekin ekerken,mahsul toplarken bile,kadının karnında sıpası,sırtında sopası olabilir.
Kadın sokakta erkeğinin bir adım gerisinden gelmelidir.
Kalabalık bir toplumda,söz hakkı daima erkeğindir.
Kadın kılık kıyafetlerinde,her zaman erkeğin onayını almalıdır.
Karısının loğusalığında,erkek dışarda her haltı yiyebilir.
Özel ihtiyaçlarının giderilmesi için sınırsız hizmet bekler,kadının ruh hali ona göre önemsizdir.
İhtiyacı karşılandıktan sonra aynı kabalığına devam eder.
Kıskançlığa ve erkekliğine gelince mangalda kül bırakmaz.
Hatta yeryüzü kanunlarına göre öyle kuvvetli bir etkisi vardır ki,Karısına Tanrının vermiş olduğu canı alabilecek kadar kıyabilir.Sanırım bu da çok sevdiği içindir...


Bazı istisnalar yok mu diyeceksiniz,genel araştırmalara göre bu istisnalar inanın gittikçe azaldı,şiddetli geçimsizlik yüzünden boşanma dosyaları,arşivlerde neredeyse dolup taşacak durumda.Anne ve babalarımızda gördüğümüz saygı edep ve bağlılık artık yok denecek kadar azaldı.Nedenine gelince...
Bence her şey kolaylaşınca,insanların bir biriyle iletişimi zorlaştı.Çünkü insanLarın hedefine sarf ettiği emek makinalaştı.Eskiden fabrikadan dönen eşlerine ellerindeki bir kaç kuruşla hazırladıkları yemekte bir lezzet,.pazen örtülerin serildiği,tahta divanlara uzanıp dinlenen erkeklerin yüreğinde sonsuz saadet vardı.

Her yemeğin arkasından,Tanrıya şükrederler,yemeği hazırlayan hanımlaraına,
-eline sağlık hanımcım derlerdi.

Şimdi önüne mangal ateşinde pişen kaz da koysan,hindi de koysan memnun olmuyorlar.

Bir gün veya bir öğün yemek yapılmasa,hiç yapılmıyor diye ömür boyu ağızlarına sakız ediyorlar.Çünkü onların memnuniyet anlayışı farklı.

Bakımlı ya da bakımsız fark etmez,hiç bir kadın ihaneti affetmez...

ey erkekler
uyanın uyanın bu ağır gafletten
cennet anaların ayağı altındadır
boyun eğmeyin
lakin boyun de eğdirmeyin
zevcelerinize
unutmayın
ilk gördüğünüz kadın,anneniz idi ergenliğinizde
anneniz kadar o da mukaddestir
elinizde ne varsa akşam eve getirdiğiniz
onu pişiren kadına
ve onu sağlayan Tanrıya
ecdadınız gibi şükrediniz
ve olanla yetininiz
hayatınız için gerekirse savaşınız
ama yalvarırım kan akıtmayınız
Tanrının verdiği canı o alır
zevcelerinize nasıl kıyarsınız?
bir de unutmayın
hiç bir kadın ihaneti hak etmez
size yapılsa aynı şey
affeder miydiniz?


sene de bir gün bile olsa korkun kadının gazabından
yıllarca kadınlar çok çekmedi mi,sanırsınız azabınızdan.....

08 Mart 2012 3-4 dakika 74 denemesi var.
Yorumlar