Benliğin Oluşması 2
Sizin o şey öyledir dediğiniz duyuş, etkime ve etkilenme; sizin içinizden ve sizin dışınızda olabilecektir. Bu duyuştu olan her bir izlen imsel, izlekse duyumlu etkilenme ve etkimeler girişmesi; sizin alan içine koyacağınız her bir tabu postülalarıyla, diyalektik bir oluşma süreci kazanacaktır.
Totem; bu alan oluşun, tam da kendisidir. Tabular, bu alan içeriğinde, totem bağıntılı devinmeleriyle bir alan içi yön hareketidirler. Tabu, totemsiz ve totem dışında oluşamaz. Ama totem; alan yönüne uygun her bir tabusuna, alan içindeki yön hareketini verir. Tabu alan içinin sanki bir parçacık hareketi gibidir. Alan yönüne uygunluk ta; sosyo-toplumsa kaide, kural ve hukukiliklerimizdirler.
Her şey gibi parçacık hareketinin de; hem içinde; hem dışında; kendisi ile bağıntılı olabilecek boşluklu ve tanecikli alan yapılar mevcuttur. Dikkat edilirse bu boşluklu, tanecikli, kesikli alanlar; hem totemi alan özelliklidirler; hem de tabu özellikli çoksa bir belirişin özellik girişmeli yansıma ve var oluşudurlar.
Her bir boşluklu ve tanecikli (kesikli-sınırlı-tabu) parçacık alanın dışı, sosyo-toplumsa olan devinişlerle doldurulup, toteme bağlanacaktır. Bu boşluklu ve tanecikli (kesikli-sınırlı tabu) parçacık alanın içi, kişi duyuşlu ve kişilere değin düşünüştü, duygulu oluşla önce kişiye bağlanır; sonra da dışarıya aksederler.
Bir boşluklu, tanecikli totemi alan içi parçacıkların, hem kendi içleriyle (öznelliğiyle) bağıntıları vardır. Hem de kendi çevreleriyle yani kişi-kişi ilişkisi; kişi-sosyal yapı ilişkisi; kişi toplum ilişkisi; kişi ve doğa, dış ilişkileriyle bağıntılı girişmeleri vardır. Unutmayınız ki dış bağıntılar totemi, otoriter bağıntıdırlar.
Tabu parçacık olan boşluklu, tanecikli alanın dışa uzanan eğilimleri, dışa aks ederken; sosyo-toplumsa kanaldan beslenme iseler; sosyo toplumsa dönüşme içinde düzenlenişlerle ancak toteme bağlanırlar. Tabu parçacığın sosyo-toplum üzerinde bağıntı ile toteme bağlanması, egoya dek sağlasan olanların, gecikme ile karşılanması demektir. Ve parçacık (kişi) toteme sosyo toplum üzerinde dolaylı bağlanır.
Yok, eğer tabu parçacıklar sosyo-toplumsa bir karşılanmaya gerek duymadan; kişi hevesleri olan bir beslenme ise, doğrudan toteme bağlanır bir girişmedir. Bu girişme kişisel duyuşlar kadar çeşitlidirler. Kişi dünyası ile totem bağ arasında hiçbir fren ilişkisi yoktur.
Kişiler iç duygulu; kişiler hevesli totemi bağ eğilimleri, kişilerin kendi olgunluklarınca, kişi yücelicimi olurlar. Eğer yücelicim olan, insani olan bu alan; kişiler hevesli olmayıp ta dışta diğer kişilerce girişip paylaşılacaksa; bu bağ heves gibi olmayıp; kurallı anlaşılır ve mantıklı oluşla, bir fren ilişkisi içine girer.
Evrensel totemi alan; totemi alan içinin insan eylemli boşluklu tanecikli uzay zaman parçacıklarıyla girişirler. Bu girişme nedeniyledir ki kişinin dışa uzanan eğilimleri; ya kişi-kişi üzerinde veya kişi doğa üzerinde olacakla, bu girişmeler zorunlu bir sınırlanma, kırpılma ve firen ilişkileri üzerinde olurlar.
Alan (totem), hiçbir girişmeden etkilenmez. Alan (totem) olayları sadece giriştirir. Siz alanı değil alanın içini düzenlersiniz. Eğilimleriniz alan yönünde (sosyo-toplumsa meşruiyetlerle olursa) alan gerilimi çok az firen etkisine uğrar. Eğilimleriniz alan yönüne ters olursa, siz; akıntıya kürek çekmek gibi bir zorluk ile alan direncine (kurallara) ve alanın normal akan geriliminin birikip artmasına neden olursunuz.
Alan yönünde oluşunuzla, çok az direnç nedeniyle alan kuvvetinin rahat akmasına neden olursunuz. Alan yönüne karşı oluşunuzla, alan gücünün büyük bit kısmı fren etkisi ile sürtünmeden ötürü alanın engeli olur. Ve alan gücü, sosyo-toplumun amacına aykırı oluşla, verimsiz sayılır. Alan gücünü azaltan bir dirençle ve alan gücünü artıran bir reostayla (firenle); sistemin hareketlerini ortaya koyarsınız.
Emek olmadan yemek olmaz deyişi; totemi alan yönünü belirleyen sosyo-toplumsa bir tabudur. Bu kural yönünde eylemli insan meşrudur. Alan akışına direnci yok gibidir. Bu tabuya karşı, açık ve gizli eylem içinde olan insanın davranışı, olumsuzdur ve meşru değildir. Alana karşı dirençlidir.
İşte alan içindeki insanlar, alan yönünde olan bu parçacık hareketini; kendisine şiar edinirler. Bu şiar, kişilerin vicdanı olur. Bu şiarlar kişilerin meşru istemi olurlar. Kişiler bu şiarlarını sosyal alan içine de taşırlar. Kimi sosyal alan boşluklarını kişiler, bu şiarların kendi öznelliği ile doldururlar.
Kişinin toplumsal alanda kazandığı şiarlarla, sosyal alanda kazandığı şiarlar (vicdani kanaatler); sosyal alanın boşluklu kısmını kişi; kişi anlaması olan öznel davranışlı, özel hayat ilişkileri ile doldururlar. Böylece sosyal alandaki boşluklu parçacık hareketi üzerine kişiler, insani olur inşalar oluşla yepyeni bir sosyal organik bağ yapılı, devinme olgunlaşması olmuşturlar.
Bu yeni sosyo öznel alan; dıştan sosyo-toplumun; ben dışındaki kişilerin ve doğa ilişkilerdi inşanın kişi şiarına kuplaj oluşlarıyla; kişinin kişisel öznelliğine dönüşen bir yansımasıdırlar. Öznelliğimizin bir de içte arkaik duygulardan gelen yapısı vardır. Bu iki yansıma, içte girişerek kişi öznelliğini oluştururlar.
Alan hareketinin (açlığınızın) kuvveti, tabu devinmesi ile (daldaki meyveye yönelmeyle) görünür, fark edilir hale gelir. Tabucu davranışlar olmasaydı totemi alanı kullanılır olamazdı. Değil ise tabucu eylem olmadan sizin dışınızda var olan totemi alan etkisiz oluşla, bilinmezliğiyle, kullanılmaz olurdu. Totemi alan bir çeşit taşıyıcı alandır. Tabu ise totemi alanla taşınan, totemi alanla eylem kazanan bir sosyo-toplumsa işlevselliktir.
Hatta sosyo toplumsa tabu eylemleri olmasa, totemi alan bir çok tabusal eylemlere bölümlenemez oluşla, totemi alanın işlevselliği, yokluğa dönüşecekti. Tabu duyum uyaranı totemi alanı bilinir kılar. Totemi alan, her an olmaya, gerçeklemeye uygun bir potansiyel durumdur.
Sürecek