Bensiz Kalacak Ya da Sevecek Cancağızım
Biliyorum bir gün bensiz kalacak bu şehir ve biliyorum çocukluğumdaki sokağım ve misketlerim özleyecek beni. Kimsesiz kalacak gülüşlerim. Boylu boyunca uzanmış sokak lambaları aydınlatmayacak korku dolu hikayelerimi. Savunmasız teslim olacak gece gündüze. Her yanı ve her anı aynı kalacak öznesiz tüm cümlelerin. Bir tarafım yarım, bir tarafım tümden fazla ; kendime yetmiyorum yinede. Doğruyu söylemeyin de kimse sessizliğini bozmasın hiç bir zaman. Özlemiş; gözlerine düğümlenecek bayram sabahı ve bensizliği yaşayacak öpülesi eller. Benim kadar özleyecek beni hercaim. Bendeki heyecan tükendi. Kendimi bile terk ettim gurbete giderken. İnanması zor, ardıma bakmayacağım hiç bir zaman.
Biliyorum belki de cesareti vardır beni bana kırdıracak kadar. Kim anladı ki hayatı benim gitmelerim kadar? Kendimden vazgeçtim yine kendim için. Bazen küs, bazen yılışık. Anlamak içimde saklı itirafları yarına bırakmak gibi ümitleri. Vazgeçtim. Belkide hiç başlamamalıydım darağacına asmaya kendimi. Müebbet vermeliydim ve bir de muhabbet yanına. İşlediğim tüm suçları kabullendim. Pişman değilim asla. İstedim ve yaptım.
Sıla bana bakıyor bense gurbete. Biliyorum sıla gibi hasret kalacak bana gurbet de ve hiç bitmeyecek hasret belkide. Alışırken tam da alışkanlığa bağlanırken yine bensiz kalacak benliğime bent olan her şey.
Gidiyorum demek bana göre değil hiç bir zaman. Gittim ben. Gitmelerime alışmak beni bile yordu çoğu zaman. Çaresizim korkak olduğum gibi. Bana hayatı böyle öğretti sevdalarım. Bensiz kalacak ya da sevecek cancağızım...