Bidon Kafa Sultası
Geçenlerde bir haber vardı. Sınav yapılmış, öğrencilere , sınavın nasıl geçtiği ve ne kadar not bekledikleri ayrı ayrı sorulmuş. Hayret edilecek bir şekilde, tembel öğrenciler iyi geçtiğini ve %90 dolayında not beklediklerini söylerken; başarılı öğrenciler pek iyi geçmediğini , %60-%70 dolayında not beklediklerini yazmışlar anket (sormaca) yanıtlarına.
Anketi yapanlar merakla sınav sonuçlarını beklemişler. Sonuç: %90 not bekleyen tembel öğrencilerin geneli %10 dolayında; sınavın istedikleri gibi geçmediğini söyleyen öğrencilerin, %90 dolayında not aldıkları ortaya çıkmış.
İşte bilmeyenin bu güveni, cesareti hayatın her kademesinde ne yazık ki etkili oluyor. Bilen geri dururken, ağırdan alırken cahil dörtnala at koşturuyor. Ne yazık ki temelsiz, bilinçsiz/şuursuz.
Bu yüzdedir insanın eğitilmesine, gelişmesine zincir vurulması. Aslında bilmeyen zavallılığının farkında ve onun kompleksi içindedir. Hırçınlığı, hoyratlığı ve başkalarının bilmemesini istemesi ondandır.
Bilgi yoksunluğu; işlerin kötü gitmesine, verimin düşmesine hatta zarar edip batmaya yol açar. Bu, devlet olur, toplum olur, kurum olur, hep aynı şey.
Ne büyük yaratılış bozukluğudur ki; cahil cahilliğini, deli deliliğini, sarhoş sarhoşluğunu kabul etmez.
Ülkemizde çokça görülen, azalması gerekirken gittikçe çoğalan, veba salgın gibi bir hastalıktır cehalet.
Cehalet sadece bilgi eksikliği değil, gelişmeyen bir beyine sahip olmanın, anlama eksikliğini getirmesidir de. Bu yanıyla da çok kötü. Yaşa başa bakmıyor, yetişkin insan beyni bir çocuk beyni kadar çalışmıyor çok kimsede. Bilgisizlik bir yere kadar kabul edilebilir. Ya kavrama, anlama, idrak yokluğuna ne yapacaksınız.
Bilen ölçüyor-biçiyor. Karşılaşacaklarının tedirginliğini yaşıyor. Ya bilmeyen, ne gam, ne tasa. Sorgulamıyor, değerlendiremiyor, dolayısıyla da incinmiyor. Dümdüz bir dünyada yaşıyor ve orada sadece kendisi var, diğerleri börtü böcek.
Cehalet, şiddeti arzulamaktır.
Tehlikelidir, en büyük düşmandır.
İnsanoğluna yapışabilecek en kötü özelliklerden biridir.
Cehalet; bozuk fikirlerin, yalanların, yanlışların korkmadan, ve utanmadan dışa vurabilmesidir.
Cehalet; ülke değerlerini yok saymaktır, nankör olmaktır.
Cehalet; bedeldir, berdeldir, töre cinayetleridir.
Cehalet; kardeşin kardeşe kırdırılmasıdır.
Cehalet; aydınlığı yıkıp, insanları karanlığa gömmek ve zevk almaktır.
Cehalet; erkeğin kadından üstünlüğünü var saymaktır.
Cehalet; inançlarından dolayı insanları diri diri yakmaktır.
Cehalet, kendinden olmayanın yok saymaktır.
Cehalet; bir ülkenin hem nimetlerinden faydalanıp, hem içine tükürmektir
Cehalet; küçük yaştaki kız çocuklarını evlendirmektir.
Cehalet; küçük yaştaki kızların cinsel istek uyandırabileceğini düşünerek başını örtmektir..
Cehalet; yozluğu, yobazlığı cennete giden yol zannetmektir.
Cehalet; çok eşliliktir
Bir maganda kurşunudur saplanan masumun şakağına.
Bir kadının cadde ortasında, kalabalığın gözü önünde yerlerde sürüklenmesidir, bıçaklanmasıdır acımasızca vs...
Bilenlerin azınlık ve yetersiz olduğu, sustuğu yerde; meydan cahillere kalıyor, onlar da cazgırlıkla, polemikle, laf salatasıyla. Kısacası cahil cesaretiyle çobansız köyde değneksiz geziyor, nara atıyor.
Faşist diktatörlükler böyle oluşuyor.
İşte başımızdaki çaresi bulunmayan bela.
Evet bende katkıda bulunayım yazınıza Müsadenizle; Cehalet, halkın çoğunluğuna göbeğini kaşıyan ve bidon kafa demektir, cehalet, dindarı yobaz görmektir, cehalet, Allah emri ile Kul uygulamalarını ayırt edememektir, cehalet, içinde yaşadığı toplumu hakir görmektir, cehalet,kendini bu milletin sahibi görmektir, cehalet, her tür dini termilojiye alerji göstermektir, cehalet, kadının hakkını savunuyorum derken kadını her tür ticari işlerinde meta olarak kullanmaktır, cehalet, insanları ötekileştirmektir, cehalet, toplum değerlerine yabancılaşmaktır, cehalet, gözün hep dışarda olmasıdır, cehalet, insanları aşağılamaktır, cehalet, bulunduğu bataklığı gül bahçesi sanmaktır... şeklinde uzatılabilir...Saygılarımla...