Bilseydin

Bilseydin gelirdin. Seni nasıl sevdiğimi, yüreğimin senin için nasıl çırpındığını ve aşkın yüceliğini bilseydin gelirdin mutlaka. Her günün senin bahar yüzünü bir defacık görebilmek için nasıl ümitle başladığını ve her sensiz günün ardından yüreğimin hasretine, umarsızlığına nasıl isyan ettiğini bilseydin gelirdin bilirim. Yazık ki hiç bilmedin ve hiç gelmedin. Oysa ben hep seni bekledim. Hem de gelmeyeceğini bile bile... Yüreğimdeki aşka nasıl inandıysam öyle inandım bir gün bana geleceğine. Sen bambaşka bir dünyaya aittin ve benim senin dünyanda hiç bir zaman yerim olmayacaktı, bilmeliydim. Yine de bekledim seni. Bir kere aşkınla büyülenmiştim ve imkansız olduğunu bile bile bekledim. Sokaklarda yalnız dolaştım, yorulmadım geleceğin günün hayalini kurmaktan. Yalnızım diye ağlamadım hiç. Öylesine ümitliydim. Geçecek bugünler diye dayandım her şeye. Gözyaşlarımı bile döneceğin güne sakladım. Senin yokluğunla kalbime dolan hüzünlerimi seninle paylaşmak için sana sakladığım gibi... Kendi yarattığın yalana herkesten çok inanmak hepsinden betermiş. Bütün o bekleyişler zamanı öldürmekten öteye gitmemiş oysa. Zaman ömrümden çalarken, bir hayalin peşinde soluk soluğa kalan yüreğimi hala senin adınla susturduğumu nereden bilecektin? Ne çok isterdim korkusuzca, kalbimde ne var ne yoksa anlatmayı. Sende bilseydin severmiydin? Sevmesen bile sevgimi bilseydin keşke. Bilseydin ve bir kere gülseydin yüzüme yeterdi bana inan...

15 Haziran 2010 1-2 dakika 39 denemesi var.
Yorumlar