Bir Dilim Şükür
Yüce Allah biz insanları Eşref'i Mahlukat olarak dünya yüzüne indirdiğinden beridir üzerinde ne kadar nimet varsa ayaklarımızın altına sermiş olup karşılığında ise kulluğa mukabil şükür istemiştir.Hani bir söz vardır "Verdiğin nefese iki kere şükür" diye...Neden? Alıp veremeyebilir verip alamayabiliriz.Fikreden zikreder,zikreden şükreder...İşte kişinin kulluğu bu üçlemededir.Fikir,biz insanlara mahsus aklın kullukla temayülüdür.Aklı cüz ile hareket etmek ve onunla Allah'ı bulmaktır.O Allah ki bizim sahibimizdir.O her daim bize sahip çıkmaktadır.Biz sahibimize asi olduğumuzda aklımızın dışına çıkmış oluruz.Zikretmek; anmak, hatırlamak, söylemek ve en doruk noktası her an sahibimizle beraber olmaktır.Akledip,zikreden kulun kulluk görevinin üçüncü ayağı ise şükürdür.İşte bu üçlemeyi hayatına düstur eden kişi salihlerden olur.Halis niyetli ve ihlaslı olur.İhlas ise kişinin "Allah'ı görüyormuşcasına hareket etmesidir.Her ne kadar biz onu görmüyorsakta o bizi görüyor" felsefesi içinde yaşamasıdır.
Geçmişten günümüze yaşanan bütün kişisel ve toplumsal sıkıntılar, fecaatler, infialler hep bu doğru yolun dışına çıkılması sebebiyledir.Kim ki taşkınlığa ve sapkınlığa yanaşmış helak olmuştur.Helakin bu dünyada olanı şükürlüktür. Rabbim ahirette olanından korusun.Yüce yaratanın bizleri en çok terbiyeye davet ettiği konulardan biri de israftır.İsraf çok geniş çaplı bir konudur.Verilen her nimeti hor kullanmanın karşılığı israftır. Nefesi, zamanı, havayı, suyu, ekmeği...Ekmek demişken biraz bu konuya değinelim.
Allah'ın bize bahşettiği ve Kur'anı Kerimde defalarca bahsettiği başak konusu...Bire yedi yüz verdiği başaklar...Yediğimiz tahılların hepsi başak grubunda ve hayatımızın her alanında müstefit olduğumuz büyük nimetler bunlar...Peki biz gözü doymaz insanlar ne yapıyoruz? Bir yerine iki,iki yerine dört alıp yarısını yemeden kalanını çöpe...Bizim memleketimizde ise bu konu akıl almaz boyutlara ulaşmış durumdadır. Mensubu bulunduğumuz İslam dini, toplumsal ahlak ve görgü kuralllarımıza taban tabana zıt bu durumu açıklamak ya da açıklayamamak ne kötü...Evet! Neden bu kadar müsrifiz? Allahu Teala ayeti kerimesinde "Yiyiniz, içiniz, lakin israf etmeyiniz buyuruyor." Neden? Her israf edilen nimetin başka bir kulun hakkı olduğunu unutmayın diyor.Çünkü,hesabı verilemeyecek ve kendisi tarafından affı mümkün olmayan tek konudur "Kul Hakkı"...
İki bin on üç yılınının bu konuda hesabını tutan devlet bizlere şu rakamları veriyor."İki milyar yüz milyon" adet ekmeği TÜRKİYE olarak çöpe atmışız.Bunu bir de dünya olarak hayal edelim.Neyse biz memleketimizi konuşmaya devam edelim.Bu iki milyar yüz milyon adet ekmeğin parasal değeri ise "Bir milyar beşyüz milyon Türk lirası" Şöyle basit bir hafıza yenilemesi yaparsak; bundan on küsür sene önce bir milyar lira için IMF' e avuç açmıştık.Her neyse gelelim kalan hesaplamamıza...Bu parayla seksen adet tam teşekküllü (Bin yataklı) devlet hastanesi yapılabiliyor.Yine beş yüz adet okul yapılabiliyor, aynı rakama yakın büyüç çaplı fabrika yapılabiliyor. Çok basit bir nefsi kontrol mekanizması ile bütün bunlara sahip olabiliriz.Çok daha müreffeh yaşayabiliriz.Hem fert olarak hem devlet olarak israftan kaçınırsak; dünyanın en güçlü devletlerinden olmamamız için bir sebep yoktur.
Bu yılda zaten kuraklık çanları çalmaya başladı. Açlık, kuraklık dünyayı tehdit etmeye başladı.Felaket ve helaket yakamıza yapışmadan gelin aklımızı başımıza toplayalım.Verilen nimetlere şükrümüzü eda edelim. Yoksa...
Evet! bugün den itibaren yetecek kadar ekmek alalım.
İhtiyaç sahiplerini gözetelim.
Paylaşalım.
Paylaştıralım.
Zamanımızı ve imanımızı bu düşünce ekseninde yenileyelim.
Tüm dostların üç aylarını ve mübarek cuma gününü tebrik ederim.
Rabbim bizleri, miraç kandiline ve ramazana eriştirsin inşallah.
Selamlarımla