Bir "Faili Bilinen" Meçhul - "Meçhuliyetler"
Elinde tek dostu kamerası, O hayatı resmederdi insanlara. İşiydi bu, gazeteciydi çünkü. Bir gece girdiği bir karanlıktan çıkarken, artık o her biri diğerinden daha haber resimlerini yayınladığı gazete sayfalarına haber olmuştu Göktepe Metin, hem de ?Faili bilinen? meçhul bir haber.
Hep savaşlar verdi hayatı boyunca. Doğarken 7'inci çocuktu, okurken hep çalıştı - yoktu zaten başka çaresi, yaşarken her gazeteci gibi bilmezdi başına gelecekleri. Bir ipin ucunda yürümeye çalışan akrobatlar gibi geçti hayatı.
Önemli miydi artık bilinmesi failin. Ölürken bile yüzündeydi o bildik gülümsemesi metinin. Şimdi ödüller veriliyor adına. Her sene doğum günü olan 10 Nisanda bir kez daha ölüm günü hatırlanarak anılıyor babasının ?mehdi?si. Keşke böyle olmasaydı, keşke ölmeseydi dedirterek, gözlerde nem yüreklerde acıyla anılıyor her sene Göktepe Metin.
Tanımazdım aslında kendisini. Daha küçüktük o zamanlar. Ama ölüm haberi hala zihnimde.
Ne Uğur Mumcu, ne Metin Göktepe ne Taner Kışlalı ne de diğerleri. İsim önemli değil aslında. Hangi görüşte, hangi dinde, hangi ırkta olursa olsun, ne kadar çok seviliyorsa sevilsin, ne kadar nefret ediliyor edilsin, Osmanlı torunu olarak kendisini tanımlayan bir millete, kendisine elçilik yapan insanlara zeval verilmesine göz yumması beklenemez bence.
Ama Meçhul faillerin sokakta özgür geçirdiği, bu uğurda birşeyler yapılmadan geçen her günün sabahında biz bu tür "meçhuliyetlere" hazır uyanmalıyız bence.