Bir Fıkra Bir Şiir
Küçüklüğümden aklımda kalan bir fıkra ile sözlerime başlamayı uygun buldum.
Bir varmış bir yokmuş. ... Bir adamın 3 kızı varmış...Fıkra bu ya ...Birinin adı SANANE ,diğerinin adı BANANE ,öbürününki ise TERBİYE imiş...
Bir gün SANANE ile BANANE sokakta oyun oynarlarken bir beyamca yanlarına sokulup kızım senin adın ne ? diye sormuş:
Biri : Sana ne amca demiş.... Amca çok kızmış ama bir şey demeden diğerine adını sormuş: 'Kızım senin adın ne ?'
Öteki: Bana ne amca demiş... Adamcağız neye uğradığına şaşırmış bir halde 'Kızım benimle nasıl böyle konuşuyorsunuz ,sizde hiç terbiye yok mu ? diye sorunca ,kızların ikisi birden :
_ Terbiye evde ders çalışıyor ,demişler... 
Şimdilerde de bazı insanlara soru sorulmaya gelmiyor...Acaba diyorum insanların aklını bizler sanal dünya ile karıştırmış olmayalım ?
Gerçekten nerede eski dostlar ?Bir soru soruyorsunuz onlarca cevap, onlarca bilgi...gerçeğe ulaşmak ne mümkün ?
Oysa eskiden en basit sorunun bile geçerli, güzel bir cevabı vardı. Nasıl mı?
Nasılsınız ? diye çevrenizdekilere sorduğumuzda ;alacağımız cevaplar 5'i geçmezdi...Ya 'İyiyim Allaha çok şükür' 'Sağolun iyiyim'büyükse 'iyiyim sen nasılsın?' vs.
Şimdi mi ?
Nbr ? slm!,evt,türünden cevaplarla dolu mesajları telefonda ya da gerçek yaşamımızda görünce önce şaşırıyor sonra bulmaca çözer gibi sesli harfleri yerine koyup sözcükleri tamamlamaya ,bulmaya çalışıyorsunuz...
Üstelik bizim aldığımız terbiyeye göre, küçükler büyüklerine Nasılsın? Diye soru soramaz,ancak büyüklerimiz bizlere soru sorduğunda,hal hatır sorduğunda cevap ,tekrar soru sormadan iyiyim teşekkür ederim şeklinde verilirdi.
Şimdi nerede kaldı o günler? Diye düşünelim...
Ufacık bir mendilin bile bizlerden öncekiler için ne çok anlamı varmış...Bunlar yitip giden bir değer değil de nedir ?
Örneğin, Bir bey,cep mendilinde tek bir kulakçık meydana getirip yerleştirmişse 'bekar',2 kulakçık meydana getirmişse 'evli' ve 3 kulakçık meydana getirmişse 'çocuğu var' anlamlarına geliyormuş.Bu ne incelik !
Örneğin bir mektup siyah mürekkkeple yazılınca farklı ,mavi mürekkeple yazılınca farklı anlamlar içeriyormuş!
Şimdi unutulan yitip giden değerlerle ilgili bir Nevin KONUK şiiri okuyalım :
BENİM ÇOCUKLUĞUMDA İSTANBUL
Benim çocukluğumda
anneannemin bahçesi yasemin kokardı
ortancalar vardı pembe, mor
kocaman açarlardı
geceleri ışıl ışıl
ateş böcekleri uçardı
Benim çocukluğumda
dut ağaçları vardı bahçelerde
erik ağaçları vardı
yoğurtçular geçerdi kapıdan
Silivri kaymak! diye bağırırlardı
Benim çocukluğumda
vapurlar tenha dolaşırdı Boğaziçinde
balıkçı tekneleri dönmüş olurlardı
insanlar saygılıydı birbirlerine
kadınlar hanımefendi,
erkekler beyefendiydi İstanbul'da
etrafa gülümseyerek bakarlardı.
Benim çocukluğumda
bir tek yolcunun koştuğunu görse, beklerdi vapurlar
kaptanlar yaşlıya selam dururlardı.
alçak sesle konuşur
birbirlerine saygıyla yol verirdi insanlar
pek az tanışıyor da olsalar hal hatır sorarlardı
Benim çocukluğumda daha sert geçerdi kışlar
yaşlılar mangalda pişen kahvelerini içerken
havada kar kokusu var diye bakışırlardı
Çocuklar büyüklerin yanında dikkatli olur
yüksek sesle konuşmaz
uzanıp yatmazlardı.
Akşam yaklaşırken
evlerden balık kokuları gelirdi
yanında kıvırcık salata
üstüne tahin helva yenirdi
Önce ailenin en büyüğü başlardı yemeğe
gençler, izin almadan sofradan kalkmazlardı
....
Ben çocukken anneannem,
mevsimi geldiği zaman
çocuklara dağıtmadan
ağzına kiraz atmazdı
İstanbul İstanbul'du o zaman
komşunun acısı varken kimse radyosunu açmazdı
dostlarının sevincinde şenlenir
dertlerinde ortak olurlardı
Benim çocukluğumda,
İstanbul, İstanbul'du
hanımeli kokardı sokaklar
mor salkım kokardı
leylak kokardı
kısacası İstanbul, İstanbul'du o yıllar
insan kokardı
Nevin Konuk
Şimdi bu şiirden sonra ne demeli ? Kaleminize ,yüreğinize sağlık sayın hocam, ne güzel de yazmışsınız !Çok teşekkürler !
Şimdi yanlış, eksik harflerle yazılmış pek bir anlamı olmayan sözler nerede? İşte bu güzelim şiir ve anlattıkları nerede? Kısa ama öz ne güzel anlamlar yüklü bu şiir.. Oysa binlerce mesaj atıp da derdini anlatamayan, yabancı kelimesi bol ve anlaşılmaz yazılar yazan ne çok insanımız var...Değerli okurlarım ; dost acı söylermiş...şu söz ne güzel açıklıyor böylesi kişileri: 'boş teneke çok ses çıkarır'...aman sakın ola siz de sana ne ,ya da bana ne deyip geçmeyin...İYİ TATİLLER !
Gerçek anlamda, yazınız çok güzel şeyleri vurguluyor. Beğeni ile ve de gülümseyerek okudum. Her bir kelime ve düşüncenize yürekten katılıyorum. Duygularımı dile getirmek istedim. Yazılarınız, kaleminiz daim olsun. Selamlar, efendim.