Bir Kentin Darmadağın Sabahları

detay :



Sokaklarda bağırıyor çocuklar, annem benim kolumu çekiştirmeyi bırakalı epey oldu ... şimdi bir evim bile var ... kendi çorbamı kendim pişiriyorum, evimi süpürüp tozlarını alıyorum ... bazı akşamlar uzun uzun sadece oturuyorum ... annem de bazen dalgın dalgın otururdu... bir de onun menekşeleri vardı ... benim balkonumda boş çay bardağı duruyor ... o maydanozun saplarını kaynatırdı, ben çöpe atıyorum ...



Pazarlarda bağırıyor satıcılar, ben artık marulun fiyatını öğrenmek için yürür oldum. Annemin tanıdığı marul satan teyzeler vardı, Ankara'da teyzeleri tanımak zorlaştı. Eskiden olsa bakkal Osman amcayla beklerdim okuluma giden otobüsün gelmesini, dondurma dolabının üstünde test çözmeme de izin verirdi. Şimdilerde otobüsü kullanmıyorum ... metrolara binip gidiyorum; metro duraklarının kalabalığına karışan bir çocuk oluyor yüzümdeki astar ... artık dondurma dolaplarının üstü kilitli duruyor...



Parklarda bağırıyor çaycılar, ben çaya artık çok para vermeyi bıraktım, evimde demleyip ısıtıp ısıtıp çay içiyorum ... kek pişiremedim daha, fırınım yok ... annemin evine fırın girdiğinde ben onun karnındaymışım ... böyle böyle dingin sabahlara uyanıyorum ... çırağanı bıraktım ... ama evimde de Zeki Müren ile yaz akşamları yapıyorum ... daha fazla okuyorum ... daha fazla kahve içiyorum ... daha fazla kuşlar diyorum ...



Hayat tüm telaşını aldı üzerimden ... fakat; sen yine de bir şiir yaz diyor abim, sussun biraz Ankara ...





Kapular'ın Cemre Şeyma


ankara


iki bin on dört

13 Ağustos 2014 1-2 dakika 27 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)
  • 10 yıl önce

    Hayat bir şekilde geçip gidiyor zaman daima ileriye doğru hareket eden bir olgu otuz yıl öncesi çok farklıydı, şimdi ki zaman çok farklı, bir otuz yıl sonrası dahada baş döndürücü olacak muhakkak. Güzel bir deneme kutlarım Cemre Şeyma...👍