Bir Patates Kuyusu Hikayesi

Bir Patates Kuyusu Hikayesi

   "Bir patates kuyusunun içinde başladı benim için korku ile bitişik hayat! Babaannem vardı kuyunun başında. Kuyuda sallanan ruhumdu. Aslında kuyu hayat kokuyordu. Ama çocuk ruhum için kuyu, sadece karanlıktı. Korkuyordum evet. Dibime kadar uzanıyordu korkudan örülü ip. Korkuyorum dedim babaanneme. Korkma! dedi bana. Aslında o da korkuyordu, bunu hissedebiliyordum çocuk yüreğimde..."

   El yordamıyla topluyordum patatesleri. Bir şey göremediğim için, patateslerin taştan farkı yoktu o an için...Evet hikâyem tam olarak böyle başladı. Kuyudaki patatesler bir cin topluluğuna dönüşmeden lambayı yakmam gerektiğini tecrübe ettim kendi dipsizliğimde. Kendi kuyuma sadece kendi ışığımla inebileceğimi öğretti zaman...

   İçinden patates yediğim bir kuyuya hoşça kal merasimi düzenlemek içime sinmedi neden sonra...Ruhumu pişiren, kuyuya has bu karanlıktı...Kuyu, hayat, korku, ins u cin(s)le sohbet bu kuyuda bir nevi yaşama biçimiydi. Zamanla hepsini kanıksadım...Gün geldi bir patates tadında, harfleri sevdirdi kuyu. Bazen hiç saymadan dışarı taşıdım onları karanlıktan sıyırıp...Harfler de sevdi birlikte yaşama biçimimizi...Ruhumu ayakta tutan bastonumdu harfler. Kuyu ile gündüzsüz söyleştim. Kucağımda salladım her yeri yamalı sözcüklerimi. Cümlelerimi büyüttüm ruhumla aynı anda. İnsanın harfleri olduğu müddetçe yalnız olmadığını haykırdı kuyu. An geldi harfsiz söylendim...Bir yankısı olmadı isyanlarımın. Âsi harfler seçmediğim içindi belki de kendime...

   Kendimi ifade edemediğimi her düşündüğümde kuyu daha soğuk bir hal alıyordu. Ama işte çürümemek içindi sanki bütün soğukluk. Taze kalmak için mi soğuk kuyuları seçmiştik kendimize? Sorsak belki kuyunun da haberi yok? Kendi kuyumu kendime hayat kılmaktan başka neydi ki yaşamak? Kendi kuyum bana ip olmayacaksa varlığımı sorgulamanın, yokluk büyütmekten başka bir anlamı olmayacaktı ruhuma. Ben diril(t)meyi seçtim...Önce harflerim eşlik etti korkularımı kovalamak için, sonra annem... Annem, babaannem, anneannem! İçinde anne olan her şeyi yüreğim bildim...Kalbimi serdim toprağa sonra üşümemek için...Korkarsan kalbini toprağa sür dedi atalarım, topraktan güç al!

   Şimdi hayallerimin zirvesinde kalbimi sürüyorum toprak niyetine...Hâlâ yüreğimi bekliyorsam, belliyorsam bütün dar sokaklarını, kuyudaki o bekçi benim...Ruhuma bir sürü acı tatlı anı eşlik etmişse, yıldırım şimşek dinlemeden kendime çobanlık eden benim...Ve kendi kuyumda karışmışsa bulutlar, hiç durmadan içime yağan yine benim...

   Patates kuyusunun tahta kapağını kapatırken, güneşi bekle dedi yağmurlar. Güneşi bekle korkarsan eğer... Yüreğime bir miktar güneş attı gözlerin bir gün sebepsiz..."Bir sebebi olmamalıydı doğuşların ya da her şey bir sebep örgüsüydü, kendi doğumumdan bildim..."

Tahta kapağın aralıklarından sızan ışığı sezdim...Kapağı tutan ellerindi. Ve ellerindeki çizgiler, içimdeki kuyu kadar derindi...Ansızın gelişini sevdim...

#patateskuyusu #birpatateskuyusuhikayesi #birpatateskuyusundanfazlası #varlık #yokluk #yaşam #ölüm #sevdikçeçoğalmak #hayataşükür #Allahaşükür

28 Temmuz 2021 2-3 dakika 248 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar