Bir Şizofrenden Notlar - 2

...Bir kadının gözyaşıdır
Yüreğimde yaşlanan okyanus...



Derin bir Of! Çektikten sonra bankın köşesine sessizce sokulup
Cam kırığına dönen gözlerimle denize bakarken, yaşlı okyanus yüreğim.
Her dalga sanki ruhuma kırbaç, İz süren köpek gibi acılarımda beynime kurulmuştu
Şölen havasına dönmüştü hüzünlerim.



O sıra...
Derin bakışlarım bir martının yaralı ayaklarına takıldı,
Hala denizin yüzünde can çekişip açlığını bastırma telaşına tanık oluyordum.
Merhametsizliği hatırladım birden,
En sızılı hatırınızdı bana döşümde iliklenmiş paslandırıyordu hücrelerimi.
Öylesine savruldu nefeslerim umarsız rüzgâr gibi
Hala avuçlarıma sinmiş koku sol yanımı kanattı.
Cılız ayaklarım doğruldu başıboş sokaklara...



Kaldırımları arşınlarken adımlarım, kimsesiz fahişelerin kimliksiz sancılarına çarptı,
Sandım ki toprak oldum, içime kurtlanmış kemikler çakıldı ve dünyanın karaları anlıma toplandı
Öyle utandım ki, sokak lambalarının yansımasına sövmeye başladım.
Sizlerin pezevenkliğinden
Tam kaçmak üzereyken; küçük bir çocuk dizime kapandı
Gözlerini utancıma dikerek

-Annemi bu kent sattı
Dedi...

Ah! Ulu Tanrı'm kelimeleri kalbime saplanırken acı bir gülümseme iliştirdim saçlarına.
Kaç ırzı kopuk kent satmıştı düşlerimi
Ve kaç puşt kentin kollarına bırakmıştım, koklayamadığım sevdamı.

...Ey yedi tepesinde ağıt yakılan,
Asaletiyle kalpleri boyayıp
Karanlıkta günahlar doğuran
Kafirin bir tutam sevabını solduran İstanbul
Bir düşümde senin koynunda kaldı...

Diye, sözcükler döküldü yollarımın ardına.




Korkuları soluyarak evimin sessiz duvarlarına kendimi kapattım.
Öncesinde, ruhumun tasmasını takıp biraz sahil havası kaldırım tozu yutacaktım.
Ve düşüncelerimi kemiren sizlerinden biraz da olsa uzaklaşacaktım
Geçen iki saat içinde öyle çok intiharlar beslendi ki iliklerimde
Uzun bir zaman elim kapının kolundan hep ürkecek.



Gövdemde hep nemi kalacak
İstanbul sokaklarında unutulmuş Bir adamın çığlığı...

20 Ekim 2008 1-2 dakika 14 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar