Bir Sokak Çocuğu Gülümseyişinde Adam Olmak .
Bir sokak çocuğunun gözüyle karşıladım yaşamı bu sabah,
Yanı başımda öylece, her şeye ve herkese bedava gülücükler dağıtıyordu. Ayağında, siyahı muamma bir yırtık ayakkabı Üzerinde, tiril tiril bir ceket bozması, Ben kabanla titrerken soğuktan, O, bir ipe kemer görevi üstlendirilmiş pantolonuyla gülümsüyor...
Ona acımak mı?
Ben kendime acıdım be dostum, düpedüz kendime...
Gülümsemenin bu kadar pahalı olduğu bir hayatta ve bir candan gülüşe sermaye adanan bu yalnızlıkta; eksik yanlarına kör, yokluklara sağır bu küçük sihirbazı görünce nasıl acımam kendime ve yaşadığım bu insan birikintisine?
Sonra, matematiği zayıf bir beynin, dört işleme zorlanan yanından başladım hayatımın en trigonometrik hesabına.
Sonuç mu?
Sonuç koca bir sıfırın hafızamdaki o fotojenik duruşu...
Nasıl da alışmış dilimiz, yokluklara devrik cümleler kurmaya, lanet sözcükleriyle oyun oynamaya. Şükre bu denli uzak ve isyana beceriksiz pankartlar açmaya...
Utanmanın yüzüme çarpan soğuğuyla irkildim sonra, utandım üstüm başımdan... Gülümsemeye bir zahmet duruşumdan, sevgiyi dirhem dirhem avucumda sayışımdan ve bu hallere tutsak bırakılmış, çemberinde takılı kaldığım o insan duruşlarından...
Bir çocuğun gülüşüyle adam olmak bu olsa gerek. Büyümeye ne hacet ?adam olmak' için, koca koca adamların yapamadığı o cömert sevgiyi, neşeyi ve hayatı var olanlarıyla sorgusuzca kabullenişi gördüm...
Gördüm ve zemherisi bahara döndü gözlerimin, yüzümdeki buz dağı güneşe ve yüreğimin üç oda bir salon huzurlara alışık yanı, tozlu sokaklardaki gerçeğin en sığ yanına döndü.
Yaşamlar arasındaki fark ve farkın bizleri bir duvardan nasıl da farksızlaştırdığını gördüm...
İçimizi sızlatması sonucu beklenen her gerçekten, bu duvara çarpıp olağanüstülüklerin nasıl da ustaca olağan hale geldiği bu akıl oyunlarındaki zaferimizi gördüm...
Bir zaferin en rezil hallerini biriktirdiğimiz, masumiyetleri bir ressamın fırça darbelerinden izleyip, saniyenin bilmem kaçı kadar bir ana unutkanlık hediye verdiğimiz sözde insanca yanlarımıza nasıl da yenik düşüşümüzü gördüm...
Görmek gözle değil, yürekle olurmuş.
Bir sokak çocuğu gülüşünde, yüreğimin gördüklerine insanlığımın nasıl da kaçacak delik arayışındaki o telaşı gördüm...