Bizim Bahçeli Ev

Bizim Bahçeli Ev 1

Eskiden, çok eskiden, ben daha hayatta yokken yaşayan bir bahçeli ev bu bahsedeceğim. Dedemlere kalmış sonra. Onlar da ömürlerini bu güzel bahçeli evde geçirdiler; acısıyla tatlısıyla. Ben 22 yaşında iken hayata gözlerini yumdu dedem ve ninem. Şimdi teyzem ve dayım paylaşıyorlar bu evi. Bizler de arasıra bu bahçeli eve gider anıların üstüne anı koyarız.

Bu ev bahçesinden dolayı ve anılarımızdan ötürü değerlidir bizim için. Yabancı gözler de onu değerli göreceklerdir. Hatta bu evi satmak gündeme bir olasılık olarak oturunca kuzenim evi ben alırım sattırmam demişti. İçindeki ev oldukça eski ve zaten tahta ve betondan inşa edilmiş yani kagir. Ama biz alışıkız: Yaşanmışlık var. Çocukken yaz tatillerimiz hemen hemen bu evde geçerdi.

Evi bu kadar anlattım ama biraz da tasvir etmeye çalışayım: Bahçe ve ev toplam beşyüz metrekareden çoktur. Ayrıca ev 90 metrekare civarı; yani bahçemiz oldukça geniş. En yaşlı ağaç armut ağacı. Çapı 40 cm falan. Dallarıyla göğe uzanmış, iki katlı evi aşmıştır. Sohbetlere geniş ve koyu bir gölge, en samimi dost. Bazen gider onun için çok küçük olan ellerimi gövdesine yaslar, köklerini canlandırırım hayalimde. Kökleri beton zeminin altını kaplamıştır. Salıncaklarımıza da abilik yapmıştır kalın dallarıyla tutarak. Ellerimi ona koyduğumda içimden canım sözü dökülüverdi. Canımız çünkü o bizim. Armut ağacı. Armut ağacına yakın bir erik ağacımız, onun yakınında; 4-5 metre kadar uzağında incir ağacı var. İncir ağacına yakın papatyalar ve ezan çiçekleri ve sayamadığımız nice varlık. Papatyalar beyazdır, ezan çiçekleri sarı. Baharda görün buraları; ne şenliktir!


Ezan çiçekleri akşam ezanını selamlayarak nazikçe açarlar. Pıt diye. İzleyin izlemeyin gene açarlar. İncirin hizasında dış kapıya kadar yine sayısız çiçek ve erik ağacıve bir de asma vardır. Bu erik ve asma karşılarındaki boru çiçeğiyle beraber bahçeye girenleri karşılarlar. Baharda ve yazın bir şölen halini alır bu karşılama. Dış kapının sağında duvar sarmaşıkları sokağı selamlar. Duvar boydan boya onlarla kaplıdır. Armut ağacının diğer yönünde eskiden çardak olarak kullandığımız zemin ve yanında depo olarak kullanılan yer vardır.

Çardaktan sonra genişçe bir alan sayısız ağaç ve bitkiye, çiçeğe yurt olmuştur. Vişne, dut, erik, çam, akasya gibi birçok ağaç bahçeyi bahçe yaparlar. Evin arkasında -ev en ortada sayılabilecek konumdadır- ceviz ağacı, kayısı, incir gibi ağaçlardan başka bir bölümünde de yabani ağaçlar mesken edinmiştir bahçeyi. Bir de teras sahibiyiz. Buradan kiraz ve dut toplamak ve yemek bahçemizin ayrı bir keyfi. İstediğinizde bahçeye tepeden bir göz atabiliyorsunuz. Taze koparılmış meyve tatmak ayrı bir haz verir insana. Taze ekmek kokusu gibi.

Bizim Bahçeli Ev 2

Hava soğuk değilse bahçede armut veya çam ağacının altında tavla oynamak, çay içip sohbet etmek kanıksanmış bir güzelliktir. Okey de oynanır bazen. Ablam kitap okumayı da çok sever bahçede. Birkaç tane ağaç fidanı kendi elleriyle hediye etmiştir bahçeye. Doğan bir bebek için fidan dikmek moda olmuş. Bizim bahçede bunlardan çok var. Hatta 32 yaşındaki çam ağacımız da öyle. Sayısız saksı çiçeğimiz de bu evin bekçisidir. Küçükken bu bahçenin beton olan kısımlarını yıkamayı pek severdik. Biraz daha büyüyünce ise bize top sahası hatta oyun sahası olmuştur.

Benim gözümde bahçe eski ile yeninin bütünleşmesini yaşıyor. Yaşlı ağaçlarla, yeniyetme fidanlar böyle bir algılamaya neden oluyor. Ama ne kadar genç fidanlar olsa da dev armut ağacı bahçeyi yaşlı gösteriyor. Ama asla ölmemesini istiyoruz. En azından altı kuzeni öldürmeli bu ağaç. Tuvalete giderken selam veren odur akşamları, geceleri. Tavla seanslarımızın gözlemcisi, rüzgarlı havaların bestecisi: Hışır... hışır... Böyle işte bizim eski ev...

21/12/12

23 Aralık 2012 3-4 dakika 50 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar