Bizler Beyazcama Gömülürken Ülkede Neler Oluyor
Televizyonun dünya üzerinde icadı yanlış hatırlamadıysam 1929 yılına denk gelir. Bize de gelmesi 1968 ya da 1969 yılları. İlk çıktığında belli günlerde, belli saatlerde yayın yapardı, sonra her güne çıktı, renklendi, 24 saat her kanal yayın yapıyor şimdilerde...
Batı Dünyası artık pek de televizyon seyretmiyor. Hadi ya televizyon seyretmeden olur mu, demeyin sakın. Batı aşmış artık bunları, bol bol okuyorlar, bilim ile uğraşıyorlar... Ben sabah metroya bindiğim zaman karşımdaki beş kişiden dördü cep telefonu ile uğraşırken, bütün metroda bir ya da iki kişiyi kitap okurken görüyorum ancak... Ne kadar vahim bir durum...
Gelişmiş ülkelerin bir çoğunda televizyona artık aptal kutusu diyorlar, az gelişmiş ülkelerde eğitim düzeyi düşük insanların televizyonlarda, daha fazla zaman geçirdiğini söylüyorlar... Yugoslavya'nın seneler önce nasıl dağıldığına ait yıllar önceki bir anekdot gerçekten çok manidardır... Mareşal Tito'nun ülkesinde ''Bizler dizilere ve filmlere gömülüp televizyon başından kalkmazken, ülke elden gidiyormuş ve de gitmiş de haberimiz olmamış.''
Bizlerde yorgun argın eve geldiğimiz zaman yemek yiyip hemen gömülüyoruz beyazcama. Haberimiz oluyor mu, ülkede olup bitenlerden? Gece birden petrol ürünlerine zam geliyor. Dolar ve Euro tavan yapıyor. Birileri ceplerimizden bir dolu varlığımızı fark ettirmeden çalıp çırpıyor... Çocuğunu fakirlikten besleyemeyen bir anne, kaderine isyan ediyor. Sınır birliklerinde belki onlarca askerimiz şehit oluyor, sadece üç kişi görünüyor gazetelerde şehit olan askerler...
Bakın televizyon kanallarına... Hiç dişe dokunur bir program görüyor musunuz? İnsanı çoğaltan bilgi ve kültür olarak, kaç tane program var? Pazar günleri sabahlara kadar, spor programlarında yok o penaltıydı, öbürü ofsayttı, kırmızı kart değildi diye diye beynimizi dumura uğrattılar... Beş kuruş bize faydası olmayan, uykumuzdan eden programlarla anamızı ağlattılar...
Hangi birimiz biliyoruz mahallemizde yardıma muhtaç insanları? Ta otuz kırk yıl önce çevrilmiş komedi filmlerini dayayın durun millete, o sırada mecliste neler oluyor, öğrenmesek de olur. Aile kavramının çok ucuzlatıldığı bir sürü hilkat garibesi dizi, aslında dizi de denmez bunlara. Yapımcıya para kazandırmak için önümüze sürülen saçmalıklar. Konu üç aşağı beş yukarı hepsinde aynı. Vakit öldürme makineleri... Tespitlere kulak vermek lazım, mafyavari diziler arttıktan sonra ülkede suç oranlarında patlama yaşandığı gün gibi aşikar... Biraz dikkat, biraz ilgi, okumak, araştırmak, bize lazım olan bu aşamada bunlar olmalı her zaman... Yoksa iyiye gitmiyoruz diyeyim...