Boykot
Tek yönlü bakmak gerçekçi değildir!.. Çok yönlü olacağım diye tek yönü unutmak da tehlikelidir!..
İsrail- Filistin arasındaki bu acımasızca savaş ve savaşın çirkin yüzü ölümler insanları taraf olmaya itiyor ne yazık ki..
Ölüme taraf olmamalı insanoğlu.. Yaşamaya ve yaşatmaya taraf olmalı..
Silah tüccarları ve her türlü sömürenler yeterince nemalandılar!.. Doyurdular karınlarını!.. Şayet yakında savaşlar bitecek olursa sanırım bu silah tüccarlarının ve her türlü sömürenlerin aşırı doymuşluğundan, patlamasından olacaktır!.. Onlar da bu kadar doyuma ulaşacaklarını tahmin etmemişlerdir!..
Sosyal medyada her türlü bilgi kirliliği an be an artarken edilen bedduaların, küfürlerin haddi hesabı yoktur!.. Her türlü inanç kirlenmesi böyle zamanlarda daha da artar!.. Öyle ki inanç bu kadar vahşete dayanamaz aradan çekilir!.. Kala kala ilkellik, barbarlık, kan ve gözyaşları kalır!..
Yeter artık!..
Bir çok arkadaşım "Yahudi Mallarını Boykot Edelim!.." adı altında çeşitli görsellerle süslü yazılar paylaşıyorlar. Paylaşsınlar..
Gerçekten boykot edebilir misiniz?.. Hadi bakalım, göreyim sizi..
J.PİNTO' nun yazısı ile başlayayım o halde:
" ........
Haydi, boykota başlayalım... Sabah oldu, ofisinize gittiniz. Artık ofisinizdeki faksı kullanamazsınız, çünkü o bir Yahudi icadı. Bilgisayarınızı açtınız, bugünden itibaren facebook'a giremezsiniz, unutmayın, boykot! Beş yüz arkadaşınızla buradan haberleşemezsiniz. Viber'dan bedavaya ararım deme şansınız da yok. O da boykot! Yapacak bir şey yok. Öbür ekrandan Google'a bağlandınız, hayır artık bağlanamazsınız. Google da boykot. Bu arada çalışırken, kaybetmek istemediğiniz bilgileri artık USB Flash Drive'a atamazsınız. Zaten bilgisayarınızı da aslında kullanamazsınız. Intel Processor da Yahudi icadı. İşiniz zor, unutmayın faks da çekemiyoruz artık. VOIP teknolojisini de kullanamazsınız, telefonda ucuza konuşmak artık bitti. Kalemlerinize sarılmadan ufak bir not; tükenmez kalem de kullanmıyoruz. 1938'de bir Yahudi keşfetti. Ofiste çok da bir şey yapamazsınız sanki. Ancak yılmak yok, boykota devam...
İşten çıkıp markete gittiniz, alışveriş arabasının bir Yahudi icadı olduğunu unutmayın. Takın sepeti kolunuza, biraz ağır olur belki ama boykottan ödün vermemek lazım. Yaz renklerindeki rengârenk rujlara gözünüz takılmasın, ruju 1915 yılında Maurice Levy keşfetti. Yahudi icadıdır, boş verin. Bu arada marketlerde kullanılan barkod tarayıcısının içindeki lazeri de Yahudiler yaptı. Galiba marketten de alışveriş yapamıyorsunuz bu durumda. Alışverişe başlamadan çıkın.
Bu arada sakın ola sinirlenmeyin, kalbinize bir şey olmasın çünkü kalbi çalıştıran cihazları da boykot ediyoruz. Bütün bunlar tabii Yahudilerin bulduğu ilaç ve aşıları kullanmadan, belli bir yaşa gelmişseniz... Uçuk, menenjit, gut ilaçları, doğum kontrol hapları, MS ilacı Copaxone, çocuk felci aşısı, Hepatit B aşısı, çiçek aşısı, Valyum, Prozac ilk akla gelenler... Her şeyin başı sağlık, çok iyi bakın kendinize. Boykot edecek çok şey var. Sulama sistemleri, walkie talkie'ler, paslanmaz çelik, yaz yaz bitmiyor ama benim yerim bitti... " /Joelle PİNTO.
Cehalet başka bir şey!.. Hiç bir şeye benzemez!..
Amel Defteri/
Yahudilerin icat ettiği malların yerine koyabileceğiniz başka dinden insanların malları varsa o zaman boykot işe yarar. Ama siz Müslüman toplumu olarak yan gelip yatmışsanız Allah cc'da diyorsa Kur'an da ''Herkese çalıştığının karşılığı vardır.'' ya da ''İlmi çalışana zenginliği istediğime veririm.'' diyorsa yapacak bir şey yok. Ondan sonra onların icat ettiği insansız hava araçları ile teröristleri avlamaya çalışır ama program ve beyin onlarda olduğu için çuvallarsın. Kendin yapmaya çalışırsan ancak o zaman başarılı olursun. Daha aralarında ki mezhep anlaşmazlıklarını bile çözememiş bir İslam Toplumu ile başarı kazanmak hayaldir. Sen kör bıçak ile adam kes ondan sonrada İslamın ilerlemesini bekle. Mızraklarla devlere saldırılıyor. Allah akıl verdim diyor ama Müslümanlar hâla onu kullanacaklarına duyguları ile hareket ediyor. Güzel bir yazı kaleme almışsınız kutlarım...
"Seçki Kurulu" na teşekkür ederim..:-) Sağ olun , var olun..
Teşekkür ederim Ahmet bey..:-) Bir dinin mensubu olmak ya da hiç bir dine mensup olmamak övünülecek veya övünülmeyecek bir durum olmaktan çıkarıldığı an işler biraz daha kolaylaşır diye düşünüyorum.. Düşünsenize kendini entelektüel diye sıfatlandıranların Dünya Klasikleri' ni günümüz tabiri ile "yalayıp yutmuş" olduklarını söylerler.. Kendi mesleki alanlarında uzmandırlar boylarınca kitap okumuşlardır yine aynı deyimle" yalayıp yutmuşlardır!".. Peki mensubu olduğu Kutsal Kitabını okumuşlar mıdır?.. Okuyup, anlayıp yorumlamışlar mıdır?.. Ya da yeri geldiğinde inanılmaz derecede hakaret ettikleri (?)diğer Kutsal Kitapları okumuşlar mıdır?.. Peki, bu durumda inançsız diye kendini yorumlayan ve inanmadığı için hiç birini okumadığını söyleyen insanın durumu ile inançlı olanın durumu arasında ne fark var?.. Allah, kudreti ve sonsuzluğu ile hepimize merhamet edip açıyor yoksa bu durumda halimiz gerçekten daha da felaket olabilirdi!.. Allah'ın merhamet ve rahmeti üzerimizde olsun..
Okumak konusunda eklemem gereken, unuttuğum şey; okumak yetmiyor!.. Okuyup, yorumlayıp donanımlı olarak anlamaya çalışacağız.. Yoksa "okudum.." ne olmuş?.."olur.. Birinin eline "Tıbbi Farmakoloji" kitabını verin,okutun.. "Okudum!.." der. Gerekli donanımı yoksa okuduğu ile kalır..:-)