Brida (Paulo Coelho'nun Romanı Ardından)
Güvenin babadan oğula geçtiği zamanlar,Brida benim gördüğüm bir düştü.Hüzün bağcıklarımı bağlayıp yola çıktığımda,bilmiyordum hergün aynalarda selamlaştığımızı.Oysa damlarken yakarışlar çatıdan,öylece bekledim düşen damlaları bir elin yakalamasını. evirip çevirip zorla giydirmesini umudunu,arayışını.Brida;kaybetmek üzere bir oyuncunun şansının yaver gitmesiydi.Gece ile gündüzün spontane yer değiştirdiği o oyunda talih bir talihsizliğe uğramış,oyunuma geç kalmıştı.Her gün zili çalıp kaçan hayallerimin hediye ettiği bir gökkuşağının boynuma dolanıp beni -siz'lere mahkum ettiği seneydi o sene ve Brida okul çantamda saklı minik rujumdu.Solgun ruhuma bir zamanlar,bir şeyler ifade eden bir renk veriyordu.Her yeni gün acılarımı aralayıp baktım camdan,pis pis sırıtan hileli gökkuşağıma aldırmadan.Umudu görmek için yanıp tutuşurken ben, her gün Brida'yı görüyordum taşlama ritüelleri eşliğinde okula giden...Hislerimi bağışlamayı ya da öylece bırakıp gitmeyi istedim.O Brida değil,Ben'dim!O gün bu gündür bitiyor şarkılar,ardından başlıyor karanlıklar!Her yeni gün Bir Karanlık Gece'ymiş oysa.Duydum sanki bunu,Brida diye biri okurken beni,boş sayfalara.Yazdırıyordum kendimi,eşanlamlılarım çıkmadan evvel ortaya. Kalbim değil,şimdi gururlanışım pompalıyor sanki kanı damarlarıma!Reenkarnasyonla hayat bulacak tüm zihinlerde.Bir şiirimi buldum geçenlerde,ismi Brida.