Bu Hayat Gri
Yıllar önce, eski devirler diye dilimize dokuduğumuz o dönemlerde bu dünya griydi.
Lakin bu siyah ve beyaz karışımı renkte beyaz yoğunluktaydı. Günümüzde de halen gri bir dünyadayız ama siyahı öyle yoğun ki sanki kül gibi. Sabrımız, tahammülümüz yok. Trafikte yanlış yapanı döverek cezalandırıyor, bizi istemeyen kadını öldürüyoruz. Hayvanlara yapılan işkenceler ve yolsuzluğun yanında kadına şiddet ve kadın cinayeti bu siyah popülasyonun başını çekiyor.
Bu dünya gri evet lakin gri de üstümüzü kirletir bunu unutmayın. Bir kadın ölüyor, vahşi bir şekilde. Buna ölmek de denemez. Bir kadın katlediliyor. Bunu başka bir kadın yapmıyor, bunu sokakta tartıştığı yahut düşman bellediği başka bir kadın yapmıyor. Zamanında zaman ayırdığı ve sevdiği bir erkek yapıyor. Sabretmeyi, vazgeçmeyi bilmiyoruz. Gözümüzde bize dokunan ve hayatımızın belirli dönemlerinde bizi etkileyen herkes ve her şey bizim. Bir kadın geliyor. Avucunda sevgisiyle. Avucundan avucumuza döküyor. E dökerken haliyle biraz kayıyor da parmaklarımın arasından. Az az akarken bir gün bitiyor. Bizde bunu ona ödetiyoruz. Mükemmel çözüm değil mi? Olmayanı istemek. Sevgin mi yok? Umurumuzda değil, gene de bizim olmak zorundasın. İnsanlar daha iyilerini hak ediyorlar, yaşamayı misal. Bu dünya gri evet ama gri bize yakışmıyor...
Hayatı yaşanır kılan da biz insanoğlu yaşanılır kılmayan da güzel ve anlamlı bir yazıydı Sefa bey kutlarım