Bu Şehre Gerçek Aşk Uğramıyor Sevgili
Gözlerimin yalnızlıkla yanan ateşlerinin içinde ne kadar yoksundum senden ve ben bu hayatı yaşamaktan yorgundun ve üzerimde gezinirken renkli, tutkulu gözler ne kadar acemiydim sevmek konusunda, ben senin siluetinin yok olduğu bu ışıklı şehirde ancak seni soluyarak yaşama tutunabildim. Hiçbir gözde yoktu izin ve hiçbir çıplak bedene sinmemişti kokun çünkü ellerimdeki seni koruyordum bir muhafız gibi. Sensizliğimle gezinirken iki yüzlü insanların arasında bensizliğimin nasıl acı verdiğini düşündüm bir an...
Sende benim sevgimi hissedemediğinde boğuluyor gibi mi oluyorsun sevgili, hani nefessiz kalırcasına, ruhun mengeneye sıkışmışçasına acımı çekiyorsun? Ben işte öyle oluyorum ve kimi zaman beni bu hale getirdiğini düşünüp senden bile kaçmak isterken uzak sessiz şehirlerin kimsesiz köylerine, durup düşünmeden edemiyorum bekleyişlerimin sonunda bana geldiğinde beni hangi çıkarın için, kaç yüzle seveceğini...
Çırpındıkça battığımı hissediyorum bazen, kimi zaman dalıp giderken dudaklarını sevdiğine uzatmış bir kadının çırpınışına, acaba diyorum o da üşümüş müdür tutkusunun ateşinde ve kim bilir şu an kaç ruha ihanet ederken geçmişinde, kendine yaptığı ihaneti hiçe mi sayıyordur ki?
Bu ışıklı şehirde insan önce içindeki köyü terk etmesini öğreniyor, sonra en başta kendine ihanet etmeyi... Eski ustaları, eski aşkları, Nazım'ı ve Piraye'yi, Ferhat'ı ve Şirin'i, Necip Fazıl'ı, Orhan Veli'yi düşünüyorum. Desibeli kendi ruhlarını bile yüksekliğiyle sağır eden, kendilerini aşan bu ışıklı şehirde bir yudum içkiyi satmaya çalışan gençliğimin yalancı aşklarıyla birlikte gerçek aşkı ayırt edemeyecek kadar uyuşmuş sarhoş beyinlerinde benim düşündüklerimi düşünemeyeceklerini düşündüğümde o ustaların gerçek aşkı anlatırken yaşayışlarını özlüyorum.
Buralarda her şey sahte sevgili, ışıklı tabelalar, kulakları sağır eden müzik, çıplak memeler, kendini kaybetmiş sarhoş ve kendini giyinik sanan çıplak bedenlerle, sahilde yitip giden çığlıkların arasında yok oluşu görüyorken sana olan sevgimin ne kadar gerçek ötesi olduğunu görüp daha da fazla seviyorum içimdeki seni. Burada isimler yabancı, sevgiler yalancı, insanlar aynı dili konuşuyor gibi gözükse de önce kendilerine yabancı ve bu sahteliğin içinde bulacaksam seni, sakın gelme bu sahte şehre. Çünkü bu şehre gerçek aşk uğramıyor sevgili...