Bugün Kırmızıydı İstanbul
.. en büyük mutluluk mudur dünyada olmak ,öyle mi acaba oysa doğmamayı tercih ederdim diyordu ,o kadar canı sıkkındı ki bunu söylemeye kendisini mecbur eden sebepleri biliyordu fakat yüksek sesle ifade etmek istemiyordu çoğu kez dönüp dolaşıp geldiği yer anlamsızlıklarla dolu ilişkiler yumağı bir dünya, nasıl bir sancıdır bu her evde sokakta iş yerlerinde her gün tekrarlanır durur hayat boyu hiç dinmez,bir türlü sonuca ulaşamıyor çözümsüzlüklerin bunalttığı bir hayatın yükünü çekmeye mahkum olmak ona ağır geliyordu ,gecenin sonu sabahın aydınlığı yakın bir saatte erken uyanmış uzandığı yerden bir gün önce kendini mutsuz eden olayı tekrar düşünürken bunları geçiriyordu hilal ,ezanlar okunup bitmiş dışarıda şehrin ve araçların sesleri duyulur olmuştu kalkmalıydı ,okul yoluna düşmek bir maraton koşusu gibi aksatmadan düzenli devam etmeyi gerektiriyordu belki ileride hiç unutamayacağı anılarla dolu olacak otobüs-minibüs koşuşturmalarına bir süre daha devam edecekti,kırmızı tükenmezin akıp leke yaptığı sırt çantasına acıyarak baktı ve İstanbul boğazı bugün kırmızı gelecekti kendisine bunu bir uğursuzluk mu saymalıydı,hayır !! dedi,bugün geç kalmak istemiyordu ama korktuğu başına gelecekti aradıklarını bulamıyor beklemediği aksiliklere hayret ediyor ,bir yandan kızgınlığı bir yandan onlarla uğraşmaya başlaması da evden çıkışını geciktiriyordu, dışarıdaki hava üşütmeye müsaitti aralık geçti ocak ondan da daha çabuk geçti ve şubat ne güzel geldi bu kadar çabuk geçen ayların ve günlerin ardından şubat benim için çok uzun sürer her ne kadar değişken kısalığına rağmen çünkü cemre onda düşer ve birkaç gün önceydi cemre düştü dediler ilk cemreydi ve ben takip ediyordum yoğun koşuşturma arasında unutmuş kalmışım ,bu ayda havaya düşen cemreden dolayı severim şubatı,bahar öncesini muştular ve seslenirim ben de "farkında mısın şubat ,benim kalbimi çalıyorsun.."bir yandan ayakkabılarını giyiyor bir yandan saatine bakıyordu geldi gelecekti otobüs kahvaltıya zamanı da yoktu annesinin giderek baskı yaptığı beslenme konusuna hiç aldırmıyordu evet farkındaydı ama yemekten daha önemli işler de vardı.. uff ya..!! fazla mı gerçekçilik bu,bu bir çıkmaz sokak olmalı,veya bu bir çıkmaz sokak olduğuna göre belki de çıkmaya çabalamak manasız olacak,kendi kendine gülümsedi kalabalık otobüsün sıkıcı ortamından nefret etmeden gitmenin tek yolu duygularını konuşur gibi kendi ile baş başa kalmaktı kimseyi ve dışındaki sesleri görüntüleri fark etmiyorsun bile,yağmur çiseliyordu yağmur dindi dışarıdaki kokuyu hissetmetk için ötobüsün camını açmak istedi yaşlı insanların engelleyici bakışlarına rağmen boğazın havasını ve yağmur kokusunu doya doya içine çekti sabahın aydınlanan yüzü ile şehrin uyanan gürültülü yüzü arasındaki fark ne kadar da zıttı,şehre şöyle seslenmek isterdi '..yokluğa karışan maziyi arıyorum köstekli bir saatin akreb-yelkovan dostluğunda,iki çiçek,sen ve ben sadece ve yalnız başka hiç bir çiçek açmayacak sen ve ben tüm çiçekleri temsil edecek,hikayemiz istanbul'da geçecek kalbim sarsıla sarsıla sana doğru koşacağım fakat sen beni hep üzeceksin fakat ben seni hep seveceğim ..' neyse biraz sonraki durakta inince yürümesi gerekiyordu durağın ilan camında kılık kıyafetine baktı örgülü kırmızı şapkası ve rengi kırmızıyı çağrıştıran ayakkabıları ile bir masaldan düşmüş gibi hissetti birden meşhur masaldır hani 'kırmızı başlıklı kız' kendisini ona benzetmek istemedi hatta hatırlamadı bile şapkalı mıydı başlık mıydı adını bile tam çıkaramamıştı biraz canı sıkıldı ama bugün böyle olmuştu işte ,adımlarını sıklaştırdı son bir düşünceyi seslendiriyordu '..titrek ruhumu hissedebiliyor musun bir gelincik yaprağından farksız beni sadece sen teselli edebilirsin bütün bir şehri dolaştım kayboldum kendimi arıyorum biliyor musun .. ? ' aslında adını koyamadığı bu dertleşmeyi ileride yaşamaya daha çok mecbur olacağı bu şehirle yapmış olmasını yadırgamıyordu, onu karşısına alıp kendisini anlayan biri gibi hatta zaman zaman kavgalar çıkartıp kaprisler yaptığı sırdaş bir arkadaş olarak görüyordu,cümleyi bitirdiğinde zaten geç kalmıştı demir kapı çekili birkaç öğrenci arkadaşı daha vardı neyse kapı açıldı ağır adımlarla merdivenleri çıkmayı başlamıştı böylece yeni bir başlangıç yapmalıydı her şey her düş ve düşünce okula geldiğinde bitiyordu ...
21.02.2013/beylerbeyi