Buzdan Sarkıtlar
Çok eskiden; yani 23 yıl kadar önce, kışların burada daha bir özenle soğuk yaptığı dönemlerde, yine çok soğuk kış günlerini yaşamıştık. Hayatımda yaşadığım en farklı kışlardan birisine tanıklık etmiştim. Öyle ki; tam hatırlamasam da, 1 hafta sürmüştü bu hal. Çatı saçakları sarkıtlarla bezenmişti her yerde. Metrelerce uzunlukta olanları vardı ki çatı altlarına yürümek istemezdiniz korkudan. Her an düşebilir çünkü bir tane. Haberiniz olmaz. Yerler desen buzlarla kaplı. Sert mi sert. Engebeli şekiller yapmış yer yer. Buzdan heykeller gibi çıkıntılı çıkıntılı ve her yerde buz mücadelesi.
Buzların bize oynadığı oyunlar bizlere çoşku, moral verirken, hayat mücadelesi daha çetin bir hal almıştı. Hatırlamıyorum; kaç ilde böyle bir durum yaşanmaktaydı ama burası Trakya idi ve o zamanlar çok daha soğuk olurdu. Hele ki kartopu oynamayın; eve döndüğünüzde parmaklarınız dakikalarca sızlardı; soğuk kemiklere kadar işlediği için. Yürüme yolları kürenirdi teyzemlerin bahçeli evinde. Hart hart. Böylesi saçak saçak parmaklık gibi olmazdı her yer. İlk kez görüyordum böylesi bir mevsimsel şaka. Ve 23 yıldan beri bir benzerini yaşamadım tekrar. Bir kış anısı olarak hafızalarımızda yer etti zannediyorum. Gözümde ninemlerin evin yakınındaki buzlu yollar ve çarşıda çatılar boyunca uzanan buzdan sarkıtlar, hafızamda kalan. Ve soğuk. Kemiklere işleyen bir soğuk.