Çağın Gereksinimleri

(aradığınız kendiniz)



ihtiyaç olmaktan çıkardığınız her durum beklenti güdüsünü sizde en aza indirger dolayısıyla üzerinizde kurulacak baskı unsurları da doğru orantılı olarak azalmış olacaktır.
etki alanın şiddeti karar bileşenlerinizin çağrışımlarını ihtiyacınız doğrultusunda yönlendirirken çeşitli kültürel etkenlerin bir bağdaştırıcısı olarak soyut imgelemlerin kavramsal bir türevine farkında olmadan dönüşür.insan olarak ölçeklendirip algılamaya çalıştığımız her yansımanın içsel derinlikte bir arayışa sürüklediği anlak ben merkezli bir yararcılık kurgusuyla seçki bölümlenmesini çoğaltır.peki bütün bunlar soyut birer sezgi dışavurumu halindeyken ayarlanabilir bir müdahale nasıl olacak.tam da burada etkileşim devredeyken objesinin statü durumu belirleyen olarak ortaya çıkar.statünün toplumsal bir değermişlik olması göz önüne alındığında dolaylı bağlanımlar her defasında bir baskınlık unsuru olarak etkileşimde rol alır.
psikolojinin öz de ne derecede gelişmişliği yönelimin dozunu bir nebze etkilese de kültürel toplumlar çeşitliliğinde farklılıklar gösterir.fakat bu çeşitliliğin aynı olduğu kaynağına inildiğinde görülecektir.
işlevselliğin etkinliği ile formatlayan aklın uyarladığı değer biçimlik döngüsünde hatırı sayılır bir kabul görürlük düzeneği kurularak katmanlama devam eder farkında olmadan bu katmanlama dizaynı kullanım sürekliliği felaket bir durum olarak algının doğal bir nesnesine dönüştürür. çoğalımlama yanılgısı doğa umursamazlığı doyumsuz istemeler ayrıklaştırdığı bileşenlerin öze ve birbirine yabancılaşması temelde yapısıyla oynanmış bir sosyal birlikteliği devam ettirir bu tekno aklın yaşandığı günümüzde yanılsatılmış yaşam çılgınlığı diyebileceğimiz bir metafaor olarak karşımıza çıkar.kendimizin ürettiği üretkelerin esirine dönüşmüşüzdür artık ne engin insan aklı ne de bir başka belirge hiç kuşkusuz bu geriye(en başa) dönüşsüz gibi görülen döngüde ilerisi için pek umut verici görülmüyor.soyut düşünce nedenselliklerin oynak zemininde oynaklığa ayak uydurarak devamlılığını sürdürür...
varış noktası başlangıç noktası olacaksa en baştan başlayarak yeni insan profilinin içsel dönüşümü ile insan merkezli ilişkilerin yaşanılır kılınması mümkün olabilir bu durum gerçekten bireysel sağlıklı bir kültür bağımsız bilişsel bir otonomi ile mümkün olabilir.sonuç olarak ihtiyaç gereklilik olmaktan çıkıp gerçekten yetinebilirlikle yer değiştirse beklenti esaretliğide ortadan kalkmış olacaktır...