Çağın Gereksinimleri - Aradığınız Kendiniz - 2

Bağımlılık ne kadar toplumsal kaynaklı alışkanlıklar ve etkileşimlerin yaygınlaştırıcı bir unsuru olarak görülse de bireysel olduğu, kaynağın etkiliği'nin oluşturduğu baskı-sorunla başa çıkılabilir bir durumun var olduğu gerçeği açık bir şekilde ortadadır. şöyle ki toplum ve bireyi bir birini tamamlayan bir birliktelik olarak düşünürsek bu bütünsellik; etkileşimin etkisi sosyolojik temellerde sarsıcı bir değişkenler dizgesi olarak ortaya çıkan yorumlama, karşılaştırma ve ayrıştırma algının kavrama bütünsel'inde kavram dönüşümsel bir yol alır kavramın işlevselliği ve koşula göreliği kısa vadede yaşamlara etkisi ölçülebilir olmayan bir durumu ortaya çıkarır ki bunun sonucunda getirdiği neden-sonuç ilişkisine dayalı pozitif bilim ilerleyiş formel disiplin bilimlerinden farklı bilinebilir'in ani bir reaksiyonla tam tersi bir sonuca gideceği ucu açıklığını (belirsizlik) vermektedir dolayısıyla nöronların akıl üretiği fikirler ve beraberinde psişik pandomima her zaman çalkantılı bir biçimde anlamaya çalışma, yorumlama sarmalında kaotik bir gösteriye döner çeşitliliğin zenginliği bir bakıma üst boyutlu bir akıl sefaletine dönüşmüş etkisi ise egonun pervasızca savunma dışavurumlarının ayrık bir ötekileştirdiğine karşı bitmez tükenmez bir savaşımı sürekli kılarak çatışmanın dozunu belirler. Bu değişkenler tarihin çeşitli dönemlerinde yine tarih bilimci ve filozoflarca üzerinde yoğunlukla durdukları tin-fikir ve akıl-madde gözlem ve araştırmalarında sosyal işleyişlerin kesin neticeleri olamayacağı kanısı ağır basmıştır kant'ın ve hegel'in üzerinde çokça durduğu bu konular özellikle 19. Yüzyılın sonlarına doğru alman Frankfurt okulu bilim insanları çağın sosyal politik nesnel koşullarını da göz önünde bulundurarak bazı çözümlemelerde bulunmuş olsalar da, etkisi sürekli bir oluşum değişkenliğinde yer eden tarihsel sosyal akıcılık sabit olmayan değişkenler devamlılığı ile ortaya sonradan neyin çıkabileceğini uzun vadede ön görmese bile kısa vadede nasıl olması gerektiği konularda fikir verir şu şekilde bir anlamaya çalışırsak öz varlık etki alanını yaşam sürdürebilir bir mücadelenin içinde devingenliğini bağımsız bir var olma mücadelesi olarak sürdürme yolculuğuna çıktığında düşüncenin belirmesiyle tamamen farklı bir tür olarak biçimlenen insan faktörü bilinebilecek en son aşama olan günümüzde etkinliğini çevresel kullanım alanıyla baskın bir biçime dönüştürmüştür fakat bunun beraberinde her çözümlediği belirli çaplardaki olaylar karşısında öz güveni artsa bile önce anlaşma yolu olan dil etkileşimini öncesindeki dayanışma ve yardımlaşma sonrasında stoklama ve ayrışma tüm bunlar kendi arasındaki bölünmeyi çoğaltarak daha sonrada ürettiği soyut anlam yüklemleri ile kavramlar türeterek evrensel doğaya hükmetme yanılsamasına yönelmiş kültür ürüne çevirdiği her unsurun derin tahripleriyle etik olmayan sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Yazımın en başına dönecek olursak öz varlık olarak ortaya çıkan sonrasında öz bilincin temel ilerleyişinde en büyük sorun kendine bağımlılık ve Öz'ün ürettiği duruma göre değişebilir kavram imgelemlerinde sistematik yönetim biçimsel uygulamaların hapsettiği tüm insanlık bu anlam yüklem çıkmazında ürettiği ile hükmetme adına değil tüm insanlığa yarar bir biçimde kullanırsa zamanın erittiği genel geçerlikte acının kaynağını azaltarak sevince yol açabilir.
Neticede doğa (evren) tüm nesnelerin dönüşümsel bir çöp tenekesi olduğundan var olma sırasını bekleyen yeni oluşumların (nesnelerin) ortaya çıkması için bizlerin yok oluşa doğru sürüklenmemiz olarak belki de adaletin kusursuz işleyişine de tanıklık etmiş biçimde devrimizi tamamlamış olacağız bu sebepten yok olacağını bile bile yok etmek için uğraşan densizlerin anlaması dileğimle...
Metin çağlayan

30 Aralık 2015 3-4 dakika 22 denemesi var.
Yorumlar