Çalıkuşum - 2
...Bugün bir düş kurdum çalıkuşu istanbul'a gelmişsin daha elinden tutar tutmaz tutturdun '..nakkaştepe...beni o bahsettiğin gizemli yere götür götür beni bildiğin her yeri bilmek gördüğün her manzara karşısında ben de yaşadıklarını hissetmek istiyorum ..' dedin ve devam ettin tut ellerimden çek beni duymak hissetmek emin olmak istiyorum. Bu yaşadıklarım gerçek olsun uzaklık ve özlem bize haksızlık değil mi .? Bugün dü elini ellerime aldım çalıkuşu nakkaştepe'ye gittik öyle güzel bir mekana oturduk ki boğaz tam karşımızda gözlerini alamadın uzunca baktın kaldın harika etkileyici bir manzaraydı gördüklerin.İstanbul gerçekten bakmasını bilenler için değişmez büyülü bir şehir.İçindeki çocuk kendini gösterdi çocuklaşıp sevimli gülüşler ve sevimli huysuzluklar yapmaya koyuldun.Kah karşımda oturuyordun yanıma gelip yanaklarıma emanetimi bırakıyordun, kah harika müthiş insanı cezbeden bu görsellik karşısında ayağa kalkıyor kollarını açıyorsun sık sık bu mutluluğunu sarılarak gösteriyorsun dudaklarının sıcaklığı istanbul kadar yakıcıydı.Kendimi kaptırdığım bu düşümde yokluğun meğer bana nelere mal oluyor bunu bir anlasaydın çalıkuşu .Ruhumda yıllarca taşıdığım bir hasretin imzası gibiydi tenime düşen çok yakın temasların.Akşam yemeği her ikimiz için de ilk olacaktı terbiyeli tavuk çorbası istedin benim için ben daha iyisini güzelini yaparım diyordun sanki bu akşam ikimiz için daha güzeldi sanki ışık ışık boğaz köprüsü durmadan renklerini değiştiriyordu gelişine hoş geldin partisi gibi başını omzuma yasladın : '..İstanbul'u hiç bu kadar yaşamak istememiştim.Ama her yerde,her zaman,herkesle böylesine güzel olacağını sanmıyorum.İstanbul,aşkların,ve aşkı yeniden yaşamak isteyenlerin şehri öyle mi? ne yazık ben yine kaçırdım treni..yetişemedim son vagona olsun..' diyordun ne demek istiyordun çalıkuşu tam burada kurduğum düşten uyandım çok gerçekçiydi biliyor musun . ? Dün öğleden sonra aldığım mektubunda yine hüzünlü satırlara rastladım '..gece kendimle baş başA kaldığım odamın pecerelerinden mehtabı izlerken çoğu kez aradım başımı yaslayacak bir omuz.Serin rüzgar bazen tatlı bir ürperti yaysa da üzerime ciğerlerime dolan kır çiçeklerinin kokusu mutlu değil hüzünlendirirdi beni.Anlaşılmaktı tek isteğim belki biraz şefkat saçlarıma sevgiyle dokunan bir el.Senin için yürüyüşler yapıyorum çiçek topluyorum böyle bir gündü akşam çıktığım yürüyüşlerin biriydi düşüncelerimi okur gibiydi kıyısında gezindiğim gölün yüzeyindeki yakamozlar.Ne olur bana uzun uzun yaz her zaman yaz istanbul'u ve kendini yaz sakın beni mektupsuz bırakma ...' Canım benim bu ince nazik hassas satırlarını okuyunca düşümde canlandırdığım o beklenmedik '..yetişemedim son vagona ' sözünü hatırladım yine nüksetmiş olmalı seni yoran üzen darmadağın eden korkular endişeler.Oysa ne güzel yazmştın bana çiçeklerden sevdiğin çiçeklerden anlat demiştim de özellikle begonvil çiçeğinden '..begonvil özellikle tatil yörelerinde balkonlarda,çardaklarda,bahçe çitlerinin üzerinde görülen sarmaşık gibi genellikle koyu pembe çiçekleri olan bir bitkidir görmüş olman lazım belki gördünüz fakat o sıralar adını bilmediğiniz için hafıza kaydınıza almadınız.Şimdi bu çiçekler beyaz,kırmızı,renkleri de var begonvilin.Bizim oralarda rodos gülü diye de anılır çünkü ilk fidesi rodostan getirilmişte ondan '.ne güzel anlatımdı neredeyse tarihçesini çıkarmıştın zevkle ilgiyle okudum çalıkuşu.Bana gösterdiğin ilgi sevgi içinde teşekkür ederim nasıl mutlu olmam şu yazdıklarından '..Sen böyle uzun mektuplar yazdığın sürece umutsuzluğa ve yalnızlığa düşmek kolay değil artık..seni hep yanımda hissediyorum...aklıma gelen bir şeyi başımı çevirip sna sesleniyorum bana çalıkuşu demeni sevgiyle heyecanla yönelmeni çok seviyorum ve aynı anda nefes alıyormuşcasına.İyi ki varsın..' ..teşekkür ederim bu güzel sözleri yazdığın için sağol iyi ki sen de varsın benim için çalıkuşu yüreğimde şiirlerle yazılısın bunu unutma.Biliyor musun çalıkuşu hani seninle bir hususta tartışmıştık emperyalizm hakkında .Ben sömürü demek olan emperyalizm ile hakk'ın hakimiyeti adaletin ayırımsız eşit uygulanması ve bunun bu sistemin yayılması konusunun farklı olduklarını söylemiştim.Bu aziz topraklar çiçekler kadar güzel insanlara vatan olmuş kurdukları medeniyet yeryüzü insanlarına sevgi adalet özgürlük duygularını gerçek anlamları ile yaşatmış edebiyattan mimariye devlet olmaktan toplumsal barışa kadar yüzyıllardır yüzlerce etnik farklı coğrafya kültür insanlarını dostane şekilde bir arada tutmuş yaşatmıştır.Bugün bile bu hakikatler gizlenemiyor kıskanılacak derecede aranıyor.Barış özgürlük demokrasi getireceğiz diye deniz aşırı yerlerden gelen zalimlere bakın medeni dünya aldatmacası altında.İşte asıl emperyalizm bu.İşgal sömürü ve ihanet .Oysa bizim medeniyetimizin doğurduğu gelişme ve değişimler altı asırdan fazla ayakta durmuştur.Saymakla bitmez değil mi ? en ileri aydın düşünceler fikirler açılım ve yükseliş bilimsel ilmi akademik çalışmalar dolayısıyla oluşan sağlıklı mutlu kardeş özgür bir toplum.Emperyalistçe düşünenlerin yaptıklarına bakın bir de , kan gözyaşı korku katliam vahşet ve dehşet.Canım çalıkuşu mektubun sonunu böyle bitirmek istemezdim ama yarım kalmıştı getirmemiştim geçen mektubumda kısa bırakmıştım ancak eminim ki aynı duyguları paylaşıyoruz.Sevgiyle öpüyorum selam ve dua ile..