Çarşambayı Sel Aldı
Sekiz yaşına bastığım yıldı bol bereketli ,yağmurun çok olduğu bir yıldı .Büyüklerimiz her şeyin( yiyecek) ucuz olabileceğinden söz ederlerdi.Meyve ve sebze bol olacak derlerdi.
O zamanlar evimiz kesme taşlarla döşeli cadde üzerindeydi. Şehir içi minibüsleri oradan geçerdi.Akşam üzerleri pencerede oturur onların geçişini izlerdik kardeşimle.Bahçe duvarımız alçak olduğu için izleyebiliyorduk..O zamanlar tüm evler tek katlı, bahçeli ve yeşillik içindeydi.Şimdi hepsi yıkıldı .Yerlerine kat kat binalar dikildi.Bahçelerindeki ağaçlar kesildi.Zaman zaman oradan geçerim ve içim cız eder o günleri düşündüğümde.
Babam çalıştığı için evin tüm işini annem üstlenmişti .Çarşı pazar işine de annem bakardı. Akşamları ertesi günün planı yapılırdı evimizde .O akşamda annem çarşıya gideceğinden söz etti Evimizin yüz metre ilerisinde çarşamba günleri semt pazarı kurulurdu .Alacaklarını sıraladı bizim isteklerimizi de dinledi.
O sabah ta her zaman olduğu gibi yataktan kalktığımızda annemin radyosu açıktı, güzel sabah sohbetleri vardı.Annem radyo dinleyerek güne başlamayı severdi.Kahvaltı sonrası okula hazırlanıyorduk ki ard arda gök gürültüleri duyduk ,kardeşim çok korkardı..Hemen annemin yanına koştu.Sanki gök kinini, öfkesini üzerimize kusarcasına hızlıca yağmuru indirdi bulutlardan ,kapıdan kafamızı bile çıkaramadık. Bir süre sonra anonslar duyuldu okulların tatil edildiğine dair.Tabi havalara uçtuk işte çocukluk okul yoktu bütün gün evde evcilik oynayacaktık.
Aylardan Ocaktı yılın en soğuk günlerini yaşıyorduk Sobadan çıtırdayan odunların sesi sanki radyoda çalan şarkılara eşlik ediyordu adeta.O zamanlar herkesin evinde kömür sobaları yoktu tenekeden odun sobaları vardı.Üzerinde annem kestane pişirir akşam yemeği sonu kestane ziyafeti çekilirdi.
'Ah nerde şimdi o günler ,o mis gibi kestane kokuları.Çıtırdayan odun sesleri ve radyodaki içli türküler.'
Camdan dışarıyı seyre devam ederken caddeden sel halinde akan suyun içinden terlikler ,ayakkabılar ,kazaklar ,sebze ve meyveler yüzerek geçiyordu gözlerimizin önünden .Kardeşimle şaşkınlık içinde bakıyorduk geçenlere...
O anda radyoda Nejat Buhara'nın sesinden 'Çarşambayı sel aldı 'türküsü çalmaya başladı .Bir anda evde kahkahalar yükseldi.
( Bu arada usat sanatçı Nejat Buhara'ya müziğimize kazandırdığı değerli eserler için saygılarımı sunuyorum..)
iki geçeli şehirdir çarşamba.. karşıgeçe berigeçe ortasindan bulanik bulanik akan yeşilirmak iki kişinin yan yana yürüyemediği köprü kaldirimi. tek eğlence yeri olan 'muzafer abinin çay bahçesi' en güzel dört yılımı yaşadığım 'çarşamba lisesi'
bazen geçerken oradan 'beylerce benzin istasyonu' göründümü yüreğim burkulur.. 'köprübaşi'na kadar gözlerim sağ tarafa bakakalir dalar..
küçük bir çay gibi akar yeşilırmak..
nostaljiyi sel alir götürür karadenize boşaltir..
sevgimkere saygimkere