Çatı Katı
Yorgun zihni, yorgun bedeni, bir karar vermeliydi geçmişe ve geleceğe,
anlaşılamamaktan bitkin gözleri, çatlayan dudaklarında cılız sesi
haykırıyordu, hadi diyordu, bi cesaret vedalaş kendinle, ve son kez aynada baktı solgun benzine vedalar acıtıyor dedi kendi kendine zor olacaktı, belki daha da çok kanayacaktı kendini bulmak. Uzun süre izledi aynadaki yansımasını, nefes almak bile zorken, nasıl bir düş kurabilirim ki dedi kendine. En çokta inandıkları incitmiş, kırmıştı yüreğini, herkesin aynı olamadığına ikna olamıyordu bir türlü. Oysa çırpınıyordu yüreği ,masmavi bir cennet var, hadi diyordu hadi, bırak kendinle savaşmayı
Aç kapıyı at artık adımını dışarı, güneş yeniden doğacak bekletme düşlerini, ne kadar zaman geçirdi ayna karşısında oda bilmiyordu, kaç yıl devirdi hatırlamıyordu, fark ettiği saçlarına ilişen bir kaç aklaşan saç teliydi ve yüzündeki hüzün çizgileriydi
Tamda o anda, tüm cesaretini toplayarak kalktı bedeninin önünde diz çökmüş ruhu,
veda vakti dedi sessizce ve gözyaşları içinde,
Bir el dokundu şefkatle gözyaşlarına, o an ısındı yüreği, yarına erteleyip dünde kalmaktan yoruldum dedi...
Kapıya yöneldi, kapı da sessizdi kendi gibi, git artık der gibi
kapı kilidine elini uzattı ve durdu, arkama bakmalı mıyım, bakarsam gidebilir miyim diye düşündü bir an, sonra dönüp baktı kendine, bedenindeki, gözlerindeki acıya gülümsüyordu kendisine...
Ahh o gülümseme, nasılda huzura erdirdi ruhunu, döneceğim dedi, kendimi bulup döneceğim...
Not. İlk yazı deneyimim muhtemelen çok yanlışım olacaktır şimdiden af fola
Her şeyin bir ilki vardır Devrim bence oldukça iyisiniz yazdıkça ve okudukça gelişir insanın kalemi sevgiler