Çay Zamanı
Dirseğim hareket ettikçe sallanıyor masa ; Belli ki çok dirsek çürütmüş örtüleri.Hic bir makama uymayan bir uğultu eşliğinde belli - belirsiz bir koro kargaşa içinde söylüyor demek istediklerini .Camkenarına atıyorum oltamı belki bir tanıdık yüz yakalar diye gözlerim , seyre dalıyorum sıcak asfaltı. Sigaranın serbest olduğu nadir yerlerden biri heralde dumanlar karışıyor yarı-yarıya oksijeni düşük sohbetlere .
Hani ne yalan söyleyeyim çay ve sigara yakışıyor tiryakisine. Cam ile can arasında ilişki kuruyorum. Ne kadar yalnızım bu kadar kalabalık içinde.Gün yarı olmuş .Sanki yapacak hiç bir şeyi kalmamış yatalak bir hastanın umudu gibi bakıyorum yola. Belki kırk yaş sendromudur çay ve sigara .
Birden sus-pus oluyor ortalık. Bu uğultu arasında kendimi dinliyorum kısık sesle.Bikaç yalancı güncel planlar kuruyorum .Kader gülümserken planlarıma .
Kendi iç sesim yükseliyor bir avazla ;
- Usta
İki çay getir masaya ,yalnız olduğuma bakma benim .İçimi oturttum karşıma ,ben ;beni dinlerim
İşgalci değilim bu masada
Bardak boşalınca ,sandalye dolunca ,bırakıp bardağın kenarına bir lira ! İcimle beraber çeker giderim