Cennet Algısı - 5
Merak, kaygıları yoklayan bir eğilim olmakla, kaygıdan bira fazla bir durumdur. Kaygı benin tutumudur. Tutumun dışa yönelen, çevreyi tanıma, bilme, etrafı yoklama, etraftan haberdar olma gibi devinmeli öznel nedenli eyleminiz merak hareketidir. Bu hareket sonunda kaygılarınız azalır ya da giderek artarak sizi önleme zorlar.
Önlemin en karakteristiği, kaygıların sizi alışma ortamına doğru sığındıran davranışıdır. Kaygı (haz ya da elemi) tutum olacakla içte belirdiğin de, merak; bunun dışta oluşan imleç girişmesidir. Bu girişme biraz büyüyerek (enformasyon edinerek) kaygınıza cevap olurlar.
Bu nedenle merakın içine öznenin karışması da katılır. Böylelikle merak, egonun kendi üzerine bir; kendisini düzenleme ilişkisine döner. Sizden belirimle, sizden ayrılan eğimle; dıştan çevre olayları ve çevre nesneleri üzerinde dolaşarak size geri dönen eğilimin farkı; merakın sizden ayrılan eğime olan katkısıdır.
Dıştaki olay, olgu ve çevre nesneleri üzerinde dolaşan bir eğilim örneğin, şöyle olabilir; bir ışık fotonu, ya o olay girişmesi içinde geçer, ya da o olay konum boyuta çarparak geri döner (yansır). Bu durumlar olayların hızına ve masif ligine bağlı, değişik girişmelerin bir niceleyişidirler. Hatta böyle karşılaşmada bir içe düşme de olur. Bir taşın çamura, suya düşmesi gibi.
Geri dönen ışık, bir parçacık olacakla çarpmanın etkisi ile biraz enerji yitirir. Yiten enerjinin birazı ısıya dönerken, birazı da çarpışılan olayların izini (bilgisini, fotoğrafını) üzerine ekleyecekle, kodlanmış bir (modüle) enerji olarak sizlere geri yansır. İşte fark (hem kaygı hem merak); girişmeler üzerinizdeki bu yadırga olan, modüle girişen enerjidir.
Çarpışan olaylarda madde yoğunluğu ve hız, durumların başka başka seyredişi olurlar. Örneğin, bir su akımı; önüne çıkan kayayı doğrudan geçemez. Onu dolanarak geçer. Birazı da geri yansır. Su kayanın sağından solundan dolanarak, üstünden aşarak, onu yalar ve çepeçevre kuşatır gider.
Bir katıya çarpan ışın, o katının saydam, yarı saydam ya da daha masif olan bu ortamın içinde geçer. Saydam olmayan Dünya gibi ortamlarda da geçen nötron gibi parçacıkların olduğunu unutmayınız.
Gelen ışığın bir erkesi, gelme eksenince cismin içinde geçişle yoluna devam eder gider. Bir kısım ışık da, gelme eksenine doğru dönerek, eksen üzerinde gerisin geri yansır. Pek çoğu da sağa sola saçılır ya da cismi çevreden dolanır. Ortam içinde geçmeden, ortamı çepeçevre aşarak giden dalga; içten geçen parçacıkla yani ekseni giden parçacıkla; cisim çevresinde dolaşan dalga; cismin arkasında kesişirler. Bu kesişim, üzerinde dolaştığı cismin iz düşüm görüntü içermesini verirler.
Tıpkı bir suyun, önüne çıkan kayayı aşıp dolanırken; kayanın şeklini alan düğümlenmeye dek bilgiyi içermesi gibi bir durumdurlar bu iz düşümleri. Yine bir engele çarpan top, engel su ya da çamursa; tutulacaktır. Engelce tutulan topun kendisi; suya, çamura yansıyan izini bırakırken; su ve çamur da top üzerine, izini bırakır. Siz topu alıp bir zemin üzerinde zıplatırsanız, zemin ıslanır ya da zemin çamur olacakla zemine üzerindeki modüle bilgiyi; yani enformasyonu aktaracaktır. Bu çok kaba bir açıklama.
Topun çarptığı zemin bir taş ise, topun katı kısmı (parçacık kısmı) geri sekecektir. Sekme esnasında topun taşa değinme noktası, çarpmayla geri dönen hareketi başlatır. Geri dönen basınç, ekseni olan ve ileri doğru olan eylemsizlik hareketi olan basınç karşılaşması, topu yamultur.
Top bu hali ile iki avuç arasında sıkıştırılmış balon gibidir. Avuçlardan biri çarpmanın etkisi ile geri dönen basınç iken, diğer avuç ta, topun ileri doğru yön hareketi olan eylemsizlik hareketi basınçla sıkıştırmasıdırlar. Ki bu sıkışma yanlara doğru olacakla çevreyi dolaşacak olan esnemeyi verirler.
Toptaki bir kısım enerji böylece esnemeyle hem dalga şeklinde, hem parçacık sekmesi şeklinde belirir. İşte bu yamulmayla, çevreyi dolanmağa eğilim olan enerji hareketi dalga hareketidir. Dalga hareketini ileri doğru devam ettiren güç se; eylemsizlik hareketi basıncından dolayıdır.
Sürecek