Cenneti Çalan Eros / Perde 1

(Eros işlediği bir suçtan dolayı Zeus tarafından 500 yıl, dört yanı kapalı, ışık almayan bir hücrede hapis cezasına çarptırılır. 383. gün Eros biraz biraz delirmeye ve Zeus ile konuşmaya başlar.)

..

-Perde-

Pişt Zeus, orada mısın? Bana kalırsa sen artık yaşlandın. Ne kulakların duyuyor artık ne de gözlerin görüyor. On bin yaşındasın ve bence artık kenara çekilme zamanın geldi. Nursuz Ares bile seni görünce gülmeye başlıyor artık, haberin olsun. Son doğum gününde sana o içinde at yelesi olan şarap kadehini de Olympos getirmişti. Seni gören herkesin aklına muzurluk geliyor artık. Bir dahaki seçimde benden sana oy yok, bilesin.

Canım sıkılıyor Zeus, pişt! Tamam suç işledim ama keşke yanıma birini de koysaydın. Akşama kadar sohbet ederdik. Gerçi artık akşam mı sabah mı ondan da haberim yok. Sana benzedim ben de. Sağım solum belli değil. Senin yaşına geldiğimde eminim ki benim de ne gözüm görür ne ellerim tutar. Pişt yaşlı Tanrı, orada mısın? Bak bir şey diyeyim sana, duyuyor musun? Oradaysan üç kez kurbağa gibi vraklar mısın?.. Bence yine uykuya daldı..

Uyumaktan yoruldum artık. Şöyle bir kaç aşık olsaydı etrafta keşke, eğlenirdim aslında. Bu insanlar garip varlıklar Zeus. Durup durup her şeye aşık oluyorlar. Çiçeğe, böceğe, denize falan filan. Ne bileyim, mesela bir dalgaya aşık olunur mu yahu! Denize ok atmaktan içim şişti. Duyuyor musun Zeus? Atlas okyanusunun dibi oklarımla dolu artık. Eline şarap şişesi alan mehtaba koşuyor. Poseidon bile bıktı emin ol. Aşk bu kadar ayaklar altına alınmamalıydı.

Bak aşk dedim de aklıma ne geldi Zeus, pişt bunak Tanrı duyuyor musun? Hapse girmeden bir kaç hafta önce Hera, Athena ve ben Tuna Nehri kenarında oturuyorduk. İnsanlardan sıkıldık, öyle tembellik yapıyorduk. Hera birden bire bu aşk işini ne yapsak diye sordu. İnsanlar her şeye aşık oluyorlar artık, bir anlamı kalmadı bu işin. Athena dedi ki ; bence aşkı saklayalım, insanların kolayına elde edemeyeceği bir yere saklayalım da değeri olsun. İyi fikir dedim ben de ama nereye saklasak. Denize saklasak olmaz mı dedi Hera, hem deniz tehlikelidir, dalgalar arasına insanlar girmeye korkar. Ama dedim deniz orada, gözle görür kulakla duyar insanlar, çabuk erişirler. O zaman ateşe saklayalım dedi Athena, ateşi tutamaz insan korkar hem. İyi de dedim ateşi yakan da söndüren de insan. Bu durumda kendini ateş tanrısı sanır, uğraşır dururuz. Uzun uzun düşündük ve sonunda aklıma bir şey geldi. Dedim ki; insan aşkı hep kendi dışında bir yerde arıyor. Deniz, ateş, doğa bilmem ne. Bence aşkı insanın kendi içine hapsedelim. Hiç aklına gelmez. İşte bu! dedi Hera, insanın kalbine saklayalım. Ömrü boyunca arasın dursun. Öyle de karar verdik ve sakladık. O günden beri insan aşkı arayıp duruyor.

Hem fena mı oldu Zeus? Bak aşkın değeri arttı. Pişt, bunak, orada mısın? Yine uyudu bu. Ben buradan bir çıkayım da gör sen.

Bu arada beni neden hapse attığını öğrendim. Geçenlerde bir dostum ziyarete geldi ve her şeyi anlattı. Yoo asla ismini söylemem. Sana belli olmaz, aklın gidip geliyor onu da hapse atarsın. Neyse. Suçumu öğrendim ben. Ama bak sana olayı bir de ben anlatayım, hak vereceksin sen de. O gün İskandinav’da dolaşıyordum. Yemyeşil otların arasında mis gibi bir hava vardı. Birden bir insan sesi duydum. Bir inek yalağının başında genç ve güzel bir adam yalvarıyordu. İnsan inek yalağında neden yalvarır, onu da anlamış değilim ayrıca. Neyse. Adam, Tanrı Eros bana bir kadın ver, ben sıkıldım yalnızlıktan deyip duruyordu. Ne yapsam diye düşünürken bir kadın sesi de duydum o am, adama epey uzakta bir yerde. Seninle artık yaşamak istemiyorum diye bağırıyordu yaşlı bir kadına. Bu bağıran kadın; çirkin, şaşı, hafif topal, şirret bir kadındı. Bana bir koca ver Tanrım da kurtulayım bu yaşlı bunaktan dedi. Ve aklıma az önceki adam geldi. Bir plan yaptım ve adamla kadını bir gün yan yana getirdim bir tarlada. Ve oklarımla aşık ettim birbirlerine. İşte konu bundan ibaret. Ne imiş, adama yazık olmuş. Sana ne oluyor yahu! Tamam adam kadına ve bana lanet okuduğu için Cennetten kovulmuş olabilir ama benim suçum nedir Zeus? Aklın gidip gidip geliyor senin. Denizler bana sabır versin.

Zeus bence sen insanları kıskanıyorsun. Yani sen de yaşlısın artık ve de bunaksın. Kimse yüzüne bakmıyor. Afrodit bir gün artık bu işlerden sıkıldığını, her gün ona garip görevler verdiğini anlattı. Zeus, Afrodit güzellik tanrısı, biliyorsun değil mi? Onu denize göreve göndermenin anlamı ne yahu? Senin aklın iyice karışıyor artık. Poseidon’u da ahır temizlemeye göndermişsin. Koca denizler Tanrısı elinde altın mızraklar ahır önünde ineklerle bakışıyor. İlginç bir Tanrı oldun sen. Bir sonraki seçimde konseye bunları bir bir anlatayım ben.

Sana bir sürprizim var Zeus. Şuradan bir çıkayım da bak. İnsanların akıllarını nasıl karıştırıyorum hah hah hah. Yoo beni durduramayacaksın asla. Kurbağaları eşeklere, filleri insanlara aşık edeyim de bak neler oluyor. Sonra da Nil Nehri kenarında Tanrı Ra ile sohbete otururum, sen de uğraşır durursun. Hah hah hah!

Uykum geldi benim. Bir kadeh şarap iyi giderdi aslında. Gardiyan da yok ortada. Kesin karısına öküz almaya gitmiştir yine. Geçende kavga ediyorlardı, yine. Senin işin bana öküz bulup getirmek, başka ne işe yararsın diye bağırıyordu. Kadının yüz elli tane öküzü oldu. Sanırım öküz Tanrısı olma niyetinde. Gökler korusun!

Gözlerim kapanıyor.
...

Pişt, Zeus, orada mısın? Canım sıkılıyor be!

07 Kasım 2021 5-6 dakika 21 denemesi var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (4)