Cennetin Nüfusu Arttı
...kendimi kilitledim bir gecenin ortasına.öyle yalanlarla kandırdım ki bir daha yollara düşmeye gerek kalmadı...
..
..bir geceydi.gecenin sabaha yakın hali.biraz karanlık,olması gerektiği kadar.şurada,evet tam orada,gözümün gördüğü yerde,bir ben gördüm.elimi uzatsam kendimden öteleşen,kalkıp gitsem yanına kaçıp giden.bir duvar boyu kadar uzak,bir bakış kadar net.hayallerim kadar gerçek bir ben gördüm.evet tam da orada.işaret ettim kendime.'bak orada.gördün mü.!'.
..şimdi hesap zamanı..kalk!!
..
..sessizdi bilinen her ses aslında.kimine göre yaşamanın kaynağıydı duyulan her ses.ve aslında insanın kendisini kandırmasından başka bir şey değildi.filozof olmaya gerek yoktu insanın kendini kandırması için.bir kulak çınısı kadar gerçekti her şey ve bir dejavu kadar hayal.bir düşünce içerisinde kaybolmak kadar güzeldi.bir masal kahramanı olup bildiğin ve istediğin her şeyi yapmak kadar..bir çocuk aklı kadar saf ve temiz olmak ve dünyaların sadece sana ait olduğun bilmek kadar komikti.ama gerçekti.yalansızdı.senindi.
..geriye dönülmeyecek kadar uzaktı bildiğimiz bütün yollar.imkansız diye bir şey yoktur diyenlerle yolumuz ayıralı çok olması kadar uzaktı her şey.bir nefes yeter miydi insana?ya da nefes almak mıydı aslında her şeyin başı.bir bilgenin ?eğer nefes alabiliyorsan istediğin her şeyi yapabilirsin.yeter ki nefes aldığının farkına var!..' demesi kadar ütopyaydı bilinen her şey.ve de ütopya haline gelmesini sağlayan da bizdik.ki , hayata küsmeyi adamlık sanıp yollara küsmek kadar kolay olmasa da..evet geriye dönülmeyecek kadar uzaktı bildiğimiz bütün yollar.ve de o yolları arşınlayarak gelmiştik bugüne kadar.bilseydik bugünlere geleceğimizi belki de hiç çıkmazdık bu yola.bize sorarlar mıydı acaba?sorsalar mıydı?doğru muydu ki?ne ki?
..kendi ruhunu görmeyi hiç düşünen var mıdır hiç?ya da gerek var mıdır?yeri geldiğinde kim kendi eliyle ruhunu azat eyler ki.bu nedenle midir ruhunun elinden tutamamak..
..Cennet'in nüfusu arttı.şu bildiklerimiz kadar yalnızız kendimizde.ve gördüğümüz herkesin alnında kendi kaleminden birer yazı.biz ki, kadere isyan edenlerin boynuna altın madalya taktık yıllarca.ama bir gün neler yaptığımızı anlamak için uzun uzun gökyüzüne bakacağımız aklımıza gelmedi.huzurun peşinde koşarken çıkardığımız huzursuzlukların bir gün yakamıza yapışacağı..vakitleri çaldık durmadan usanmadan.ve idam sehpalarına değil altın madalya sandıklarına çıktık kendi ayaklarımızla.ölmek değil yaşamak zor işti bu dünyada.ve ömür umuttan önce bitmeliydi aslında.ama öyle bir ateşe verdik ki dünyalarımızı umut dediğimiz çoktan bizi terk etti.
..seyahatlerimiz azaldı birbirimize.ve oturduk bir resim çizdik.öyle karaladık ki kendi kağıtlarımızı,ellerimizi kökünden kestik kendi kalemimizle.ve sonunda seyyah akşamlarımızın en berbat hallerine yandık yıllarca.bir rakı kadehinde koşuşturup durduk.bir şairin dizelerinde medet aradık.ve elimizi açtık gökyüzüne..'beni de al!..'.öyle unuttuk ki kendimizi,yıllardır yerinden kalkmayan bir heykelden farkımız kalmadı.ve bir gün aslında unuttuklarımızı değil kendimizi unuttuğumuzu anladık.insanın kendisini unutmasını öğrendik.ve dar ağaçları yetiştirdik ömrümüzde.boy boy..meyvelerini topladık.ve adamlık sandık.ve madalya taktık birbirimizin boynuna..
..Cennetin nüfusu arttı.duyan var mı.öyle benzettik ki kendimize dünyayı,çocuklar bizimle kalmaya dayanamadı..
..