Çevremizdeki Pislik
Petrol ürünleri çeşit çeşit oluyor gördüğü işlem ve içeriğine göre. Petrol ürünlerinin geri kazanımı yapılıyor. Bildiğiniz gibi plastik eşyaların ve malzemelerin 5000 yıla kadar yok olduğu söyleniyor. Şampuan şişeleri 500 yıl civarı, su boruları ve pvc'ler 1000 yıl, teneke meşrubat kutuları 100 yıl sürede doğada dönüştüğü söyleniyor. Cam şişeler ise tam bilinmese de 400 yıl gibi çok uzun sürede toprakda yok oluyor. Kağıt ise ağaçtan yapıldığı için çok daha kısa olan 5-6 aylık bir sürede, yine pamuklu kumaşlar 5 aylık ve yün çoraplar da iki yıl gibi bir sürede yok oluyorlar. Cam ve plastik maddeler doğa için en kirletici maddeler.
Geri dönüşümlü maddelerde mesela bazı kağıt ürünlerde, pet şişelerde ya da cam maddelerde geri dönüşüm işareti bulunabiliyor. Ama bu işaretle iş bitmiyor. Bunların toplandığı yerlere de ihtiyaç var. Şehrimizde böyle geri dönüşümlü maddelerin toplandığı büyük bidonlar bulunurdu. Artık yoklar. Olsa da iş bitmiyor. Halkımıza bunları kullanmak hatta doğru kullanmak görevi düşüyor. Buralara başka çöpler atılmamalı. Çevrecilik bilinci diyebiliriz. Benim bu çevrecilik bilincim biraz oturmuş durumda. Yani çöpleri sokağa ya da doğaya mümkün olduğunca az atmaya çalışırım. Maalesef Türkiye'de böyle ince işlerde bir kültür, moda yaratmak zor oluyor. Belki de bir vurdumduymazlık var. Biz mesela evde eski poşetleri toplar, biriktiririz ve bunları en azından pazar alışverişlerinde falan tekrar kullanmaya çalışırız. Zor bir şey değil. Ağacı, doğayı sevmekle iş bitmiyor. Gelecek kuşaklara da yaşanabilir bir Dünya bırakmaya çalışmalıyız. Zaten onlar bizim gibi vurdumduymaz olmayacaklardır. Bu bilinç biraz oluşturulsa çöp dağları küçülecektir. Zor davranış kalıpları değil. Plastik ve camdan vazgeçemeyeceğimize göre Dünya'yı çöplük olmaktan korumanın yollarını bulmalıyız. Sanayi atıklarına girmiyorum.
Geçenlerde iki yunus karada ölü olarak bulundu deniz kıyısında. Bir ihtimal intihar etmiş olmalılar. Eskiden balinalar denizin pisliğinden ötürü karaya kumsala topluca vurarak intihar eylemleri yaparlardı. Şimdi acaba yunuslar mı bunu yapıyor diye merak ettim, üzüldüm. Yunuslar çok sevimli yaratıklardır. Gülümseyen ağız şekilleri onların karakterine de atıfta bulunur. Çıkardığı sesler bilgisayarda incelenmiş ve çok çeşitli iletişim biçimleri olduğu ve oldukça sosyal hayvanlar hatta en zeki hayvanlar olduğu tespit edilmiş. Yunuslar da karaya vurmaya başladıysa deniz sos vermeye başlamış demektir. Zaten denizlere son yıllarda gönül rahatlığıyla giremiyorum. Bir kere bir haftalık bir Balıkesir, Akçay tatilinde denizin pis oluşu nedeniyle bacağımın dizden aşağı kesiminde sivilce benzeri şeyler çıkmıştı. Akçay gibi turistik bir yer bile pis olabiliyor. Ne yazık. İnsanların deniz keyfi de yavaş yavaş yok olacak anlaşılan. İçimi acıtabilen bir olay da deniz tankerlerinin kaza ile yarattığı çevresel facialar. Binlerce galon petrol denize sızıyor ve oradaki yaşamı felç ediyor.
Gazeteler çöpe gideceğine kağıt toplama ünitelerine atılamaz mı? Bir ton kullanılmış gazete geri kazanıldığında 8 adet çam, yine bir ton kullanılmış beyaz kağıt kazanılınca 16 adet çam ağacı kurtulmuş oluyor. Bir ara kağıtlar da toplanıyordu evlerden. Ama rağbet görmediğinden olsa gerek bu güzel uygulama son buldu. Yani en azından bizim burada böyle. Bu konuda teşvik edici reklamlar da çok az. Uluslar arası örgütlerden fon sağlamak bu reklam işine yardımı olabilir.
Naylon çok tüketiliyor, perakende sektöründe ve geridönüşüm sanayide çalışanlar onun hacim ve gramaj olarak ayrılması en zor madde olduğunu söylüyorlar. Ama son yıllarda bilinçli müesseseler sayesinde bu konuda atak yapılmış. Naylon malzemelerden geri dönüşümle naylon poşetler elde ediliyor.
Artık Dünya ana yoruldu. Alnından ter akıyor. Elinden tutup refaha götürmeli. O da bir ana değil mi?
27/01/13
Toplumsal duyarlılığı ön planda olan gayet eğitici ve bilgilendirici bir yazı kutlarım Utku bey içtenlikle...👍
Teşekkür ederim beğenenlerden...