Ceza
İnsan evrende yaratılmış en üstün varlıktır.Varoluşundan bu yana öğrenmeye çalışan ,yaşadığı evreni keşfetmeye çabalayan bir varlık.Ve yaşama tutunmak için hep birbirine ihtiyaç duyan .Ama insanlar zamanla kardeşlerini dışlamaya,gruplar oluşturmaya başlamış.Böylece nefreti de öğrenmişler.Ve öğrendiklerinden bu yana nefret hayatlarının en büyük parçası olmaya başlamış.Bir insan başka bir insanın iyilik meleği olabiliyorken en büyük mutsuzluk kaynağı da olabiliyordu.Belki bu karmaşıklıktı insanı üstün yapan.Peki ya neydi insanı bu kadar kötü yapan ? Kötülüğe olan açlık mı yoksa olmayan iyiliğe olan tokluk mu ?İşte her şeyi bildiğini sanan insan bu sorunun cevabını bilmiyordu.Çünkü hep dışarıya gözlerini dikmişlerdi bir kez olsun içlerine dönüp bakmamışlardı.İnsanlar kendilerince bu dönemde her bilgiye kolayca ulaşabiliyor , en uzaktaki olaylardan bile haberleri olabiliyordu.Ama yine yanılıyorlar .Hangi insan duyuyor hayelleri yıkıldığı için ağlayan bir çocuğun hıçkırıklarını? Hangi insan görüyor sırf başkalarından farklı diye karanlığa itilen kişileri ? Hangi insan şiddete kurban gitmiş annesi arkasından bir çocuğun duyduğu özlemi hissedebiliyor ? İşte bizler aslında her şeyi bildiğini zanneden ama en yakınımızdaki kardeşlerimizi bile görmekten aciz olan varlıklarız.Bizler bu acizliğimizi sadece yaratıcı tarafından bir ceza verildiğinde görüyoruz.İşte o zaman anlayabiliyoruz kardeşlerimizi, belki kalbimizdeki özlemle belki karanlıkta ve yalnızken anlıyoruz onları.Ama o zaman güçsüz oluyoruz yani daha o cezayı almamış insanlar için.Belkide tek yapmamız gereken verilen bu cezayı bizim için en güzel ödüle dönüştürmektir...