Çıkış yok!
Uzun ve tedariksiz bir nefes, ama sana doğru, ama hayata inat.
Solgun bir eylül akşamında bir martı görmeyeli ne sonbaharlar geçti bilir misin?
Sana doğru sırf iklimler istiflenmiş diye yağmur duasına çıkanlar bana benziyor?
Ve sen bana benzetiyorsun çıkışı olmayan her yolun yolcusunu.
Tanrıyı överken yâda bir kuşa yem atarken aynı vicdanın perdesini taşıyorum ve aralarındaki tek fark, her kuşu sana benzetirken tanrıyı övmeyi unutuyorum.
Çıkış yok! Diyor son nakaratı Mozart?ın. Karanlığı onun gibi anlayamadım, ama benim her yalnız kalışımda Mozart?ın benim gözlerimle dünyayı gördüğünü fark edebiliyorum.
Ki senin varlığından haberdarsa?
Uzun ve tedariksiz bir nefes, ama sana doğru, ama hayata inat.
Benim ideolojilerimde hiçbir zaman bir pay satın almadı sevgin. Asildi ve başkaldırmadı hiçbir zaman başkaldırdıklarıma. Beni kendi halimde bırakan ama sırf yokluğunu hissettirmemek için benimle beraber ?Yaşasın Halkların Kardeşliği? demeyi öğrendi. Bazen bozuk bir plak gibi her yerde bunu söylemek mecburiyetim olmadığını ve sevginin ki adı bensem, zaten tüm herkesin kardeş olacağını anlata bilmendi, olgunluğun en tecrübeli hali.
Çıkış yok!
Bana hayatı ve hayattan almam gereken nasihati ben yaşıyormuşum niyetine her zaman kendinden bir şeyler feda ederek ve göz yumarak itin çetrefil oyunlarına, tanrıyı hep övüp, Mozart?ın dudaklarından bir kuşa yem atıp, ?Yaşasın Halkların Kardeşliği? demeden kardeşçe yaşamayı öğreten ve bana geceleyin gösterdiğin o yollardan şimdilerde?
Çıkış yok!
Aklımı kaybettim? Seni arıyorum?.