Cinsel T/acizler

Cinsel istismar ve şiddet; bir kişinin kendi rızası dışında cinsel bir eyleme hedef olması ya da buna kalkışılmasıdır. Cinsel istismarda en büyük şiiddet tecavüzde uygulanmaktadır. Yaşı kaç olursa olsun bu istismara maruz kalan bireylerin bir çoğu bu durum gizlemektedirler.
Peki bu tacizi, tecavüzü neyle iilişkilendirmek doğru olur? Sadece Amerika'da her sene kayıtlara geçen 80,000 çocuk tacizi olayı vardır. Yapılan açıklamalara göre bu konuda rapor edilmeyenlerin sayısı rapor edilenlerden daha fazla. Türkiye'de ise çocukların yaklaşık yüzde 35'inin fiziksel, yüzde 4-30'unun ise cinsel istismara maruz kaldığını bildiriliyor.
Bu ahlak dışı saldırıların bir çoğu malesef ki çocuklarımızın en yakınındakiler tarafından yapılıyor, Bu bazen bir komşu, bazen arkadaş, bazen dayı, bazen amca, bazen kuzen, bazen abi, bazen baba ve hatta dedesi bile olabiliyor.
Durum anlatılırken, duyulurken bile vahim, ya bunu bire bir yaşayan o minicik çocuklarımızın durumu?
Bu istismar olurken çocuklarımız hep kandırılıyor, bu aramızda kalsın, bu bizim sırrımız, anneye babaya söylemek yok diyerek kandırıyorlar. Çocuklarımız kimi zaman durumun farkında olmadıkları için bu söylenenlere uyarak İstismarcıyı koruyor ya da ailelerinden korktukları için bu durumu ailelerine anlatamıyorlar. Ve bu susma onların belki de yıllarca sürecek olan tacizelerin devamına, ömürleri boyunca sürecek olan bunalımlara sürüklüyor...
Bu gün basında yer alan bu insanlık ayıbı manşet manşet verilirken, hukukta gereken yapılır diye bir ibare ile karşılaşıyorsunuz.Ama bu gereken ne? İstismarcı da çocuk ise malesef ki sırf çocuk olduğu için ceza üçte bir hatta üçte iki oranında indirilebiliniyor, istismarcı en fazla 10 yıl ceza evinde kaldıktan sonra tekrar çocukların arasına karışıyor, yeni kurbanlar buluyorlar, yeni hayatlara pisliklerini bulaştırıyorlar. Yok istismarcı büyük iste 15-20 yıl alıyor...
İnsan hayatında 15,20,25 yıl ne kadar yer kaplıyor ki? Ortalama insan ömrü zaten 65-70 arasıyken
Onlar bu ömrün neden üçte biriyle cezalandırılsınlar, saldırıya uğrayan madurlar bu ızdırabı ömür boyu yaşıyor ve bu ızdırapla ölüyorlar. İstismarcı cezasını çekince aklanıyor, temizleniyor mu?
İşte tam da bu noktaya parmak basmak istiyorum, oluk oluk kan sızan yer burası çünkü. Toplum devlete baskı yapmalı hiç vakit kaybetmeden devletten ne istediğini topluca açıklamalı. Nihai demokratik bir toplumun fertleriyiz, düşüncelerimizi açıkça söylemek vatandaşlık hakkımız.
Devlet Bizim için varsa biz de ne istediğimiz bilmeliyiz. Bu cinsel istismara dur demek için hukuksal çalışmalar başlatılmalı caydırıcı yasalar getirilmeli.
Fikrim o ki, istismar suçundan ceza evlerinde rehabilite olan suçlu oldukça az. Bunun için suçluya kalıcı geri dönüşü olmayan cezalar verilmeli. Bundan bir süre önce bakanlar kurulundaki bir avuç kadın millet vekillerimiz tecavüz zanlılarının hadım edilmesi önerisini getirdiler , röportajlarda halk bunu desteklerken, bu öneri neden rafa kaldırıldı anlamış değillim müebbette başka bir çözüm yolu gibi görünsede bu öneri çok daha can yakıcı olacaktır. İşte kalıcı bir çözüm eğer çözüm arıyorsak....
Taciz, tacevüz adı ne olursa olsun çocuklara yönelik böylesi çirkin bir saldırıya dur demek istiyorsak lütfen birşeyler yapalım çünkü o madur çocuk belkide bizim çocuğumuz olabilir....

29 Nisan 2010 3-4 dakika 2 denemesi var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (1)
  • 14 yıl önce

    Cinsel istismara uğrayan her birey, bunun yükünü hayat boyu omuzlarında taşıyacaktır. Bu durumda faile verilen ceza ne olursa olsun, mağdurun durumunu hafifletmez. İnsan hakları diye bahsedilen yasa, mağdur kadar suçlunun da haklarını koruduğundan, faillere hadım edilme cezası verilmemektedir. Faili hadım edip topluma salmanın, tekrar suç işlemeyeceğine dair bir garantisi de yok üstelik.(eli dursa ,ayağı durmaz bunların) Suçlulara, müebbet tek kişilik hücre cezasından daha uygun bir yol göremiyorum.En önemlisi de mağdurlara verilmesi gereken ve maalesef uygulanmakta pek zayıf kalınan psikolojik destek bence ki , bir nebze olsun yaşama normal devam edebilsinler. Bu yaraya dokunduğun için teşekkürler sevgili Yağmur.