Çocuk Krallığından Sürgün
Bir çoçuğun düdüğünü öttürmesi gibi başladı herşey.Hesapsız,sevimli,sessiz bir davet miydi bu yoksa bir yetişkin oyununun hilesi miydi?Öncelerde bana su gibi gelen şimdi renksiz geliyor,bir avuç yokluk içiyorum sanki.Çölün sıcaklığı bile suyun matlığını bastıramazken nasıl bahsedebilirim size gerçeklerden?
Hayallerim bile gerçeklerimden daha realistken...Birisi camıma üfleyip kendi adını yazmışsa bunda suçum ne?Ben kendi küçük kızımı büyütmek derdindeyken,önüme açılan kapılar,bir o kadar şaşalı yüzüme kapandılar.Hay Allah!Ruhumun bir penceresi açık kalmış.Yetişemedim cama,henüz o kadar büyümedim.Derken rüzgar savurdu dumandan kişiliklerimi,ben daha içime çekemeden!Bir hayli uzun zaman alacak belki,tek sigaraya sığdırdığım benlerimi yeniden biraraya getirmek.Öyle isterdim ki kendi masalımda uyuyan güzel olmak,hengame bittiğinde tekrar uyandırılmak!Öyle ya, masal yaşını çoktan geçti bedenlerimiz,yılların çocukluk vitrinine takılan ruhlarımıza aldırmadan...Şimdi iyi,daha iyi anlıyorum kendimi,belkide bu yüzden seviyorum kişiliğime büyük gelen bedenimi.Neden mi?Severler yetişkin elbiseleri giymeyi çocuklar.Sevgi denen ürünün tohumu atılmış içime neyse ki!Ama yanlış hasat vermişim olmadık yerde büyüyen bir bitki gibi...Komik!Olmadık yer ve zamanların boyutuna geçebilen gayri şanslı insanlardanım sanırım.Öyle ya,herkese nasip olmuyordur yaşamın bu düz duvarına tırmanmak,yere ayak basmak dururken...
Kod adı olarak yalnız yazılsa da anahtar kelimeler arasında keyifle okudum yazınızı ki hiç de yalnız değilmiş gibi geldi kahramanı.En azından yetişkin kıyafetleri kendine bol gelen çocuk ruhunu içinde taşıyan bir bene sahip olduğu ve pencerelerin en az birini örtemeyen bir ruh davetkarı olduğu anlaşılıyor.Büyük beğeniyle okudum. Yüzümde bir gülümseme.tebriklerimle.
keyifle okudum.. "Öyle ya,herkese nasip olmuyordur yaşamın bu düz duvarına tırmanmak,yere ayak basmak dururken"... aforizmalarda hediyesi :):) tebrikler..