Çocuk Yürekler
küçük bir civcivin kabuğunu kırıp dış dünyaya gözlerini açması heyecanıyla çırpınır çoğu zaman çocuk yürekler.ne olacağını bilemedikleri dış dünyanın boyalı yüzüne onlar da aldanıp,hayatın hırçın dalgaları içinde onlar da çarpmak isterler sağa sola.yürümeye yeni başlayan bir çocuğun yalpalamaları içindeki acemilikle mücadele isterler çetin dalgalarda.her şeyi oyun havasında görüp deli-kanlı sevdalanmalarıyla gülerler yenilgilerine...ve inadına direnç derler ..inadına
kapatıldıkları küçük zindanlarında güya mutlu olan çocuk yürekler,kaldıkları koğuşun küçük penceresinden gördükleri hayatı , düşlerinde çok farklı tasavvur eder,gökyüzüne özgürce kanat çırpan güvercinlerin kanatlarındaki aklığın saflıyla düşerler düşlerine.düşlerdeki yalan özgürlükte uçurtma salarlar mavi semaya.çocuktur işte yürekler.sadece düşlerin çocuğu.onlar
ve bu düşlerin çocuğu-çocukları artık cefadan terki diyar edip,sefaya selam durmak istemektedirler.yalan da olsa özgür dünyaya.salt kendilerinin doğup,kendi içlerinde büyüttükleri dünyaya(!).gelmiştir azat edilmenin vakti artık.seslerini gardiyanlarına ulaştırıp,çıkıvermek kalmıştır kabuklarının dışına.kuluçkasını tamamlayıp hayata dahil olma,''ben de varım hey dünya ?' diye haykırmaya.
azat edildikleri dünyalarında arkadaş gruplarıyla yaptıkları çocukça sohbetlerinde dış ortamın sarhoşluğuna kapılır bünyeleri..götürmez olur bu değişikliği.ağır ağır da olmamıştır bu değişim üstelik...halinden şikayetçi olan olmaz lakin yalan dünyalarında.ne de olsa siyah yoktur doğalarında,seve seve yelken açılır küçüklü büyüklü tüm hatalara,ufuk görünür ancak ,uzakta...çooook uzakta..
o bildik malum sözler söylenir olur ağızlarda.elbette hayat bu ya!yapmalı,yaşamalı ne varsa hata da olsa yaşamda.öğrenmenin en sağlam yoludur çünkü bu hayatta ve bu sözlerin kurbanı olur yürecikleri girdikleri çocuk savaşlarda
Hırsın, hasetin kinin uzak olduğu küçük koğuşlarından ne farklıdır oysa ,düşlerinin ötelerindeki bu dünya...onların dünyası,onların hayalleri değildir oysa zaman ve yaşanan,bir avuç hayal kırıklığıdır ellerinde kalan,gördüklerinin acısıdır gözlerinden yavaşça savrulan.
Onlar ki her şeyin güzel olacaklarına inandıkları düşler aleminde mutluydu,beklentileri yoktu birbirlerinden,sevgiden önce saygı konulurdu doğan çocukların ismi.sonra beraberinde getirirdi tüm dostlarını saygı, en güzel yerlerinde misafir edilirdi yüreklerin,temiz dünyanın tüm erdemlerine kuşanıp,savaşmaksızın idame ettirirdi hayatlarını,aldıkları nefesin bile tadı farklıydı,dünyalarında
Öğrenmişlerdi nihayet çocuk yürekler. yalan dünyanın yalan zamanlarını.zamanın her şeyin çözümü diye adlandırıldığını,zamanın oyuncağı olmayı. Zamansız zamanların öldürdüğü hayatları.öğrenmişlerdi en kötü zamanın zamansızlığını..dünü bitiren,bu günü öldüren ve yarının olmayan zamanı....